Buradan çık açık ve net söylüyorum, yaşadığımız şehrin seçilmiş ve atanmışları eğer bu şehrin menfaatlerini düşünselerdi…
Fındığın başkenti ve Borsasının kurulu olduğu şehir olurdu.

Yeşil ve mavisi ile  Turizm yatırımlarının göz bebeği  olurdu.
Demiryolu ve Limanları  ile Karadeniz’in incisi olurdu.
Siyaseti bir kenara bırakıp birlikte hareket etmeyi becerebilselerdi bu şehrin seçilmiş ve atanmışları…
Sahip olduğu doğal güzellikleri ile Turizm şehri olurdu.
Fındık Borsası için başka şehir aranmazdı.
Birbirlerine güç gösterisinde bulunmak yerine Ordu ortak paydasında birleşebilselerdi ne olurdu biliyor musunuz?
Türkiye’nin en faal havaalanına sahip olur, başta İstanbul olmak üzere Ege ve Akdeniz’e  ve yurt dışına saat başı uçak seferleri olurdu.
Yılan hikayesine dönen Çevre yolu yapılır, ulaşımı ve şehir içi trafiği en rahat illerden biri olurdu.
Şehrin içinde bulunan ve 2-3 mahalleyi olumsuz etkileyen eski sanayi modern bir yaşam haline dönüşürdü.
Eğer bu şehrin seçilmiş ve atanmışları birbirine engel olmak, birbirlerinin işini bozmak yerine Ordu için her şeyi bir tarafa bırakabilmiş olsaydı…
Türkiye’nin   En Modern Fındık işleme tesisleri Ordu’da olurdu.
Taşıdığı özelliklerine göre ilçeler kalkındırılır, şehir merkezinden tersine göç sağlanırdı.
Seçilmiş ve atanmışlar eğer bu şehir adına ufacık bir kaygı duymuş olsalardı…
Şehir merkezinden ilçelere ulaşım bu kadar sıkıntılı olmazdı.
Güzelim tarım arazilerinin ve dereler üzerine santrallerin kurulması hayatta tartışılmazdı.
Kısacası…
Bu şehrin seçilmiş ve atanmışları bu şehri ve bu şehirde yaşayan 700 bin kişinin sorumluluğunu sırtlarında hissetmiş olsalardı…
Bugün Fındığı ve Turizmi tartışılmayan  bambaşka bir Ordu’da yaşıyor olacaktık…