Ana Sayfa Yazarlar 1.05.2024 50 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Annelerimiz ve 1 Mayıs …

Ne çok severdik, gençlik yıllarımızda

1 Mayısları…

“Bahar Bayramı” dediklerinde, “İşçi Bayramı” olarak anıldığında, “Emek ve Dayanışma Günü” ilan edildiğinde de…

Çünkü, “Bahar Bayramında” tabiat ananın uyanışı, “İşçi Bayramında” da gelecek için umut vardı…

Ta ki, 1 Mayıs 2009’ta,”Dünyanın en büyük emekçisini” kaybedene kadar!..

Sebahattin Ali’nin dediği gibi “Göklerde kartal gibiydim” o Hakk’a yürüdüğünde, kanatlarımdan vurulmuştum!..

O kadın, benim anamdı…

Babam da yoktu…

Onu da 1993 yılında yitirmiştim…

Aradan 30 yıl geçti… Elbette babamı da çok seviyordum ama annesi ölen her çocuk gibi ben de yarım kalmıştım, o 1 Mayıs’ta…

Benim için baharın da bayramın da tadı kaçmıştı…

İşte o günden bu yana içim buruktur, her 1 Mayıs’ta…

Yanlış anlaşılmasın elbette!..

Doğuran, büyüten, yetiştiren, yemeyip yediren ve yokluklara aldırmayıp fedakarlığın doruğunda üreten emekçilerdi, bütün anneler!..

Mesai kavramı bilmeyen, yalandan yere rapor alıp işe gelmemezlik etmeyen, işini savsaklamayan ve hizmet ettiklerine de asla isyan etmeyen emekçilerdi, onlar!..

“Anneler Günü” yazısı gibi oldu ama ben sevdiklerimi belirli günlerde anıp, arayanlardan değildim…

1 Mayıs gibi bir günde vefat etmek, başka nasıl izah edilecekti?..

Annelerimiz başta olmak üzere, dünyanın her yerindeki, bütün emekçilere dualarımla “selam olsun” diyorum…

Ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in “İşçinin ücretini alın teri kurumadan ödeyiniz” hadisini hatırlatarak, bütün emekçilere hak mücadelesinde başarılar diliyorum!..

 

İlginizi çekebilir

Demircinin İti!

Demircinin İti!

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri