Ana Sayfa Yazarlar 5.03.2024 146 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Para Değil, Hapis Cezası Olmalı…

Sahi biz nasıl bu hale geldik ya da getirildik, anlamış değilim…

Hani biz yardımlaşmayı seven sofralarını herkesle paylaşan tabiri caiz ise “Komşusu aç iken tok yatmayan” bir nesilden geliyorduk.

Başta maneviyatımız olmak üzere birçok değerimizi kaybettik!

Her Ramazan ayı geldiğinde, başta dar gelirliler olmak üzere vatandaşlar “Fiyatlarda artış” olacağı düşüncesini yaşıyor…

Çünkü, geçmişten bugüne daha Ramazan ayı başlamadan kimine göre “fiyat ayarlaması” kimine göre “zam” yağıyor…

Bu ülkede enflasyon olduğunu bilmeyen yok!..

Ancak, enflasyonun düşük olduğu yılların Ramazan aylarında da  aynı şeyleri yaşadık!..

Şaşkınlığım bunadır!..

Müslümanlar için “11 ayın sultanı” olarak tanımlanan “Ramazan”da, Allah’ın yasak kıldığı haksız kazançla vatandaşın cebinden adeta parayı çalmayı izah etmek mümkün mü?..

Oruç tutan veya tutmayan insanlara, gün boyu sofrasında görmek istediği bir gıda maddesinin fiyatını yükselterek veya eksik gramajlı olarak vermek; hem yasaya hem de inanca aykırı değil mi?..

Bu ahlaksızlar, para cezası verip kurtuluyor ama öbür tarafta ne yapacaklar, bilemem!..

Allah’ın işine karışacak değilim!..

Çalıp çırparak zenginleşenlerin acı dolu akıbetlerini hep gördük!..

Çoluk çocuklarının hüzünlü sonlarını da…

Nereden nereye?..

Neyse…

Ordu Ticaret İl Müdürlüğü ekipleri bakanlık tarafından başlatılan eş zamanlı denetimlerde; marketlerdeki raf-kasa fiyat farkı başta olmak üzere birçok eksiklikle, aldatıcı indirimleri incelediğine tanık oluyoruz…

Bitmedi elbette…

Söz konusu denetlemeler sıklıkla devam edecek…

Özellikle bu raf-kasa farkları, yıllardır yaygın biçimde uygulanıyor…

Durum fark edildiğinde de müşteriye “Firmalar, sabah akşam zam yapıyor. Biz de etiket değiştirmekten bıktık. Unuttuk özür dileriz” yanıtı veriliyor; bu inandırıcı bir savunma değil!..

Bu tür haksız kazancın yıllarca yapıldığını gördük, haber yaptık!..

Hep yazdım, anlattım…

Yine tekrar ediyorum…

İstifçi, fırsatçı ve sahtecilere, geçmişte olduğu gibi “para” değil “hapis cezası” verildiğinde, bu ahlaksızlığın büyük ölçüde azalacağına inanıyorum…

Para cezasının caydırıcı olmadığını, pandemi sürecinden bu yana görmedik mi?..

Bu yapılan, bir nevi “hırsızlık” ise cezası da “hapis” olmak zorunda!..

O yüzden para cezası “caydırıcı” değil, maalesef “özendirici” oluyor…

Nasılsa parayı veren kurtuluyor!..

İlginizi çekebilir

Seçimlik Yazı…

Seçimlik Yazı…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri