Dünyada olduğu gibi Türkiye genelinde de koronavirüs tedbirlerinde çok önemli zaafiyetlerin ortaya çıktığını görüyoruz.Salgının tam da ortasında; İnsanlar bir yerden bir yere gitsin diye uçak biletlerindeki KDV’nin yüzde 1’lere düşürüldüğü…
İnsanlar tatil yapsınlar diyeözel krediler verilerek faizlerinin indirildiği…
Sınavların ötelenmek yerine tarihinin geri çekildiği…
Bir çok sektör kapısına kilit vurmuşken Alışveriş Merkezlerinin açıldığı.
Düğün salonlarının açılıp, toplantı salonlarına izin verildiği…
Saatler kala sokağa çıkma yasağı ilan edilerek paniğe neden olunduğu.
Yüz binlerce kişinin bir araya toplanmasını sağlayan Ayasofya’nın ibadete açıldığı…
Milyonlarca insanın tek geçim yeri olan kahvehanelerin kapatıldığı, gece kulüpleri, eğlence mekanlarına izin verildiği…
Durumlara göre mitingler düzenlendiği…
Yaptırdıkları testin pozitif çıkması sonrasında insanların toplu taşıma araçlarıyla evlerine gönderildiği…
Cenazelerin, taziyelerin ve asker uğurlamalarının yasaklandığı…

Maskelerin bile doğru dürüst dağıtılamadığı bir ülkede eğer salgın kontrol altına alınamıyorsa ve iş her geçen gün daha da ciddiye gidiyorsa, bunun tek suçlusu vatandaş değildir…
Süreci iyi ve sağlıklı yürütemeyenler de en az tedbirlere uymamakla suçlanan vatandaş kadar suçludur bu salgın meselesinde!