Kim bir yere Rektör, Başkan,Müdür veya önemli bir koltuğun sahibi oluyorsa…
Kim bir devlet kurumu ya da kuruluşunun başına getiriliyorsa…
Bir süre sonra o yetki sahibi olduğu yeri yakınları ve yandaşlarıyla doldurmaya başlıyor.
***

Önce çocuklar alınıyor işe, ardından kuzenler, yeğenler ve yavuklular…
Birinci derece akrabaların ardından sıra ikinci derece yakınlara geliyor.
Bir süre sonra o kurum ve kuruluş aynı soy isimleri taşıyan çalışanlardan geçilmez hale geliyor.
***

Kendilerine ait iş yerleri söz konusu olduğunda “Akraba ile iş yapılmaz arkadaş!” diyen ve yakın akrabalarını bırakın iş yerinde çalıştırmayı, onları dükkanlarının önünden bile geçirmeyenler, devletin bir makamına hasbelkader geldiğinde ne kadar akraba varsa dolduruyor.
Nasıl olsa maaşları kendi cebinden ödemeyecek ya!
Nasıl olsa paralar devletten çıkacak ya!
Nasıl olsa devletin parası için milyonlarca kişi vergi vermek için çalışıyor ya!
Ne güzel iş değil mi?

***

Şimdi önümüzde seçimler var..

Partilerinden aday  adayı olmak için sahaya çıkan isimlerin yaptıkları ziyarette ellerine sıkıştırılan cepleri seçildiğinde iş sözü verdiği isimlerle dolu olacak.

Sormak isterim sizlere bu listeler gerçekte işlem görecek mi?

Kesinlikle hayır o aday adayı aday olsa da seçimi kazansa da ilk işi o listelerden kurtulmak olacak..

Onun için ben her zaman söylerim, özellikle iş konusunda size evet sözü verenleri asla seçmeyin Ordu için Ordu’nun geleceği için vereceği söze inandığınız adayları seçin…

Yoksa size ben “Hasan dağı arpalıktır” sözünü hazırlar önünüze koyarım!