Ana Sayfa Yazarlar 14.06.2019 259 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

PAPAZI DÖVDÜRMEYECEKTİK!

Bugün Cuma…

Yine sizlere farklı bir hikayeyi paylaşacağım..

Yani adresine teslim diyorum…

Üç arkadaş var. bu üç arkadaş bir yaz günü yaya olarak yolculuk yapmak zorunda kalıyorlar. biri Türk, biri Kürt, diğeri de Ermeni. Bu arada Ermeni olan aynı zamanda Papaz.
Hava çok sıcak, bir süre sonra yolda susuyorlar, etrafta su yok, bağların olgun zamanı. “iki salkım üzüm yiyelim de ağzımız ıslansın,” diye bir bağa giriyorlar. Bağın sahibi bir Türk ama onu görememişler. “kaç paraysa veririz,” diyerek yemeye başlamışlar. Bu sırada bağın sahibi gelmiş. bakmış üç kişi üzümünü yiyor, fena bozulmuş ama üç kişiyle de başa çıkamayacağını düşünmüş, birine bakmış, kıyafetinden Ermeni ve Papaz olduğu belli, diğerine bakmış, konuşmasından Kürt olduğunu anlamış.,  üçüncüsü de Türk, dönmüş Ermeni’ye, “bak bu adam Türk, yesin malımı, benim kanımdandır. Helali hoş olsun. Bu da Kürt’tür ama din kardeşimdir. Sen niye yiyorsun benim üzümümü?” demiş. Bu laf, üzerlerine sorumluluk yüklenmeyen Türk ve Kürt’ün hoşuna gitmiş. Adam, papazı bir güzel dövmüş. kıpırdayacak hal bırakmamış, yere uzatmış.
Bağ sahibi biraz sonra Kürt’e dönmüş. “Müslüman’sın da niye sahipsiz bağa giriyorsun. Bu adam benim kanımdan yediyse afiyet olsun, çünkü o Türk’tür, kardeşimdir,” diyerek bir güzel onu da dövmüş ve yere uzatmış. bu durum Türk’ün hoşuna gitmiş. Biraz sonra Türk’e dönmüş ve “tamam anladık Türk’sün, aynı kandanız, aynı dindeniz ama sahibi olmadan başkasının bağına girilir mi?” diyerek Türk’e de vurmaya başlamış. Türk yumrukla yere yuvarlanınca Kürt’e dönmüş ve  “papazı dövdürmeyecektik…” demiş.

İlginizi çekebilir

Ah Eskiden Ah…

Ah Eskiden Ah…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri