Dün sabah Av. Kerim Topcuoğlu ve Sağlık Sen Başkanı Bilal İnanlı ile çay sohbetimizin konusu hem Referandum hem de FETÖ olaylarıydı..
İşte sohbetimizde ortaya çıkardığım ve sizlerle paylaşmak istediğim yazım…
15 Temmuz’dan sonra FETÖ soruşturmalarında daha ilk günlerden itibaren at izinin, it izine karıştığı algısı vardı. Tabi ki böylesine büyük bir soruşturmada suçluların yanında masumların karıştırılması bir dereceye kadar makul karşılanabilir.
İlk anda kimin suçlu olduğu, kimin masum olduğu da pek belli değildi. Ta ki Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘at izi it izine karıştı’ söylemine kadar.
Suçsuz yere insanlara iftira atmanın ne denli büyük günah olduğunun ve denli mağduriyet yarattıklarının farkında değildirler. Belediye başkanlığı, milletvekilliği beklentisi içinde olanlar el altından FETÖ ile ilişkilendirmek istedikleri kim varsa onu konu alan haberler yaptırıyorlardı.
FETÖ’cü iftirası atılanların ailelerine de darbecinin annesi, babası ya da kardeşi damgası vurularak bunlar toplumdan adete toplumdan dışlandı. Yine bu kişilerin okula giden çocuklarına, arkadaşları ve öğretmenleri tarafından darbeci vatan haininin oğlu yakıştırması yapılarak yaşamları altüst edildi. Devletin birinci görevi bu milletin çocuklarını vatanına ve milletine bağlı bireyler olarak yetiştirmektir. Aksi olursa FETÖ ve PKK gibi düşmanlarımız hiçbir zaman eksik olmaz.
Terör örgütleriyle mücadele ancak vatandaşları kazanmakla başarılı olur. Onları terör örgütlerinin ağına itmekle değil… Zaten ekonomik olarak zor durumda kalan, maaşları kesilen insanlar bir de psikolojik olarak toplumda hain damgası gördüler.
Ama birkaç ay sonra bu kişilerin masum olduğu ortaya çıkınca yaşanan acılar yaşanmışlığıyla kaldı. Pek çok insan haksız yere FETÖ damgası yedi. Bunu gururuna yediremeyerek intihar eden çok sayıda polis memuru, asker, öğretmen ve kamu görevlisi var. Bunların bir kısmı olaylar netleşmeye başladıktan sonra aklandı ve masum oldukları ortaya çıktı.
Ama giden canlar geri gelmedi. Diğer yandan FETÖ’den tutuklandıktan sonra itirafçı olanlar oldu. Bunlar tutuksuz yargılanıyorlar. Bu kişiler serbest kalmak için, olur olmadık kişilere FETÖ’cü iftirası atarak tertemiz insanları lekelediler. Sırf itirafçılara tanınan haklardan yararlanmak için birçok masum insan suçlandı. Devlet şimdi, hem sahte ihbarlar konusunda, hem itirafçılar konusunda daha dikkatli hareket ediyor.
Bu şekilde intihar edenlerin sayısı hiç de az değil. O nedenle emniyet güçleri ve mahkemeler çok dikkatli davranmalı. Kılı kırk yararak hareket etmeli. Halisane niyetlerle hareket eden masum insanların canı yanmasın…