Ana Sayfa Yazarlar 5.04.2023 419 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Eğri Cetvelden Doğru Çizgi Çıkmaz!

Doğruyol Partisinin iktidar ortağı olduğu dönemde yöresinde sevilen saygın bir isim olan aşiret reisi olan zatı muhterem Tansu Çiller’in isteği üzerine seçime girer önce milletvekili sonra devlet bakanı olur.

Gün gelir öğretmen bir hemşerisini müdür yapmak ister.

O öğretmeni yanına alır Milli Eğitim Müsteşarına götürür.

Müsteşar durumu inceler.

-Efendim der, bu arkadaş müdür olamaz!

Ali Rıza bey hayretle sorar:

-Peki niçin?

-Müdür olmak için üniversite mezunu olmak şartı vardır. Bu arkadaşımız ise lise mezunudur.

Bakan bey şaşar kalır;  bu durumu kafası bir türlü almaz.

-Ula bu ne biçim devlet be..?  İlkokulu zar zor bitiren beni milletvekili yapisiniz; hatta bakan yapisiniz. Velakin lise mezunu şu adamı müdür yapmisiniz… Bu ne işitir lo?

*

Ne yazık ki, bu tür fıkra gibi yaşanmışlıklar istisna değildir.

Böylesi fıkra diye anlatılacak yaşanmışlıkları yazmaya kalksam ciltlerle kitap olur.

Ne yazık ki, başta siyasal hayatımız olmak üzere, eğitim, sosyal, ekonomik kurumlarız böylesi nice absürtlüklerle doludur.

*

Bu örnekleri niçin anlattım?

Seçim ortamına girdik de ondan.

Önümüzdeki günlerde koskoca bir ülkeyi yönetecek zevatı seçeceğiz.

Bu, geleceğimiz için öylesine önemli, öylesine önemli ki…

Böylesi seçimler memlekete kader biçmektir.

*

Öyleyse seçerken ölçümüz ne olmalı?

Kişilerin şu partiden, bu partiden olması mı? 

O inançtan bu inançtan, o mezhepten bu mezhepten olması mı? 

Yoksa şu etnik kimliği, bu etnik kimliği taşıması mı? 

*

Sizler de bilirsiniz.

İşin aslı “Ehliyet ve Liyakat”dır.

Tarihimiz boyunca önünü göremeyen adamlar sonunu göremeyen adamları iş başına getirdi.

Getirmesine getirdi de başımıza gelmeyen sıkıntı, dert, bozgun, bunalım, felaket kalmadı.

Halende şu başımıza gelen deprem, sel gibi felaketlere bakın.

Siz, çürük zeminlere koca koca şehirler kondurun; üstelik bir de binaları tekniğine uygun yapmayın dere yataklarına koca koca mahalleler kurun. 

Deprem sel olduğunda da bu kader deyip işin içinden çıkın.

*

Demem o ki, siyaset başta, her alanda işinin ehli liyakatli insanları işbaşına getiremediğimiz sürece, ne yazık ki başımız dertten kurtulamayacaktır.

Lafın kısası;

“Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz!”

Öyleyse gelin hep beraber liyakatli insanları seçmeye çalışalım.

Çalışalım ki, doğru cetvelden doğru çizgi çıksın…

 

İlginizi çekebilir

Bir Fıkra ve ORDU…

Bir Fıkra ve ORDU…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri