Nice depremler yaşadık, korktuk elbette!..
Ancak, merkezi Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan 7.7 şiddetindeki deprem ve artçılarının hissettirdiği gibisini görmedik!..
Bilim insanları da böylesi depremlerin 500 yılda bir iki kez görülebileceğini kaydetti…
Deprem gecesi su içmek için uyandıktan 5 dakika sonra, beşik gibi sallanmaya başladığımızı fark ettim camı açıp sokağa bakınca bir çok evde ışıkların yandığını hatta onlarında benim gibi kendilerini camlara balkonlara attığını gördüm.
Sonra televizyon kanallarında  ve sosyal medya  paylaşımlarında  deprem olduğunu anladım..
Biraz bekledim…

Evde panik yaşanmasını istemedim oğlumda uyanmıştı…
Sarsıntıyı sanki dakikalarca sürmüş gibi hissedince biraz toparlandım televizyon karşısına geçerek yaşanan felaketi izledim.
Sonra evden çıkıp  işyerine giderken Köprübaşında,Kızılay’a kan bağışında bulunan vatandaşları görünce duygulandım…
İçimden “Bu millet, onun için büyük millet” diyerek duygulandım….

O yağışa ve soğuğa aldırmadan insanlar kan bağışı kuyruğunda
bekliyordu.

Bu bir “Kabus” olmalıydı…

Sosyal medyada paylaşılan “Bir saat içinde deprem olacak” yaygarasıyla vatandaşlarımız tedirgin edenlere itibar edilmediğinigördük.
Sonra gördük ki,okulların boşaltılmasında sıkıntı vardı…
Veliler, yerine servislerle bu tahliye işi yapılsaydı;
trafikte keşmekeş yaşanmayacaktı…
Bu arada, öğrencileri panik yaşatmadan “Tatbikat var” diyerek
tahliye eden okul yöneticilerini de kutluyorum…
“Akıl” bu işte!..
Sadece Ordu değil, bütün Türkiye deprem anı ve sonrasında,
müthiş bir sınav verdi, veriyor…

Bu zor günler de geçecek elbette…
Ancak,  önemli bir konuya temas etmek istiyorum…
Yaratılmak istenen panik havası, toplumda kaos yaşanmasına neden olur!..
O yüzden özellikle de yetkililer tarafından paylaşılmayan bilgilere itibar etmemek gerekir!..
Depremde hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara
acil şifa diliyor; dualarımı ise yardım bekleyenler için gönderiyorum…
“Devlete ve millete zeval verme Allah’ım” diyorum!..