Ana Sayfa Yazarlar 4.10.2019 405 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

CUMA HİKAYESİ

Elektrik zammı her geldiğinde bu hikayeyi yazmak bana farz olur. Bugün Mübarek Cuma günü onun için biraz gır gır birazda neşelenerek hafta yorgunluğunu atalım istedim.

Köylü çiftçimiz tarladan gelmiş…

Oturmuş yer sofrasına yemek yemek için.

Oturduğuyla birlikte acıdan kalkması bir olmuş.

Koşmuş hemen tuvalete.

El yordamıyla arkasını kontrol eder etmez yine zıplamış acıdan.

O saatten sonra da acıdan ne oturabilmiş, ne de uyuyabilmiş. Sabahı zor etmiş anlayacağınız.

Sabah güneşin ilk ışıklarıyla birlikte, acıdan kıskıvrak halde tutmuş köyün sağlık ocağının yolunu.

Sağlık memuruna anlatmış durumu “Beni bu acıdan kurtar!” diye.

Sağlık memuru canının yandığı her halinden belli olan köylüye “İndir pantolonu bir bakalım” dedikten sonra bakmış da…

Bakmasıyla birlikte “Off çok felaket!” sözü çıkmış ağzından…

Ardından da…

“Amca senin arkanda basur çıkmış. Ama çok fena görünen bir basur bu. Acıdan öldürür bu seni. Benim buna yapabileceğim bir şey yok. Senin acilen Kasaba’ya gidip, oradaki hastaneye görünmen lazım” tavsiyesinde bulunmuş.

Bizim köylü, “Bu halde Kasabaya nasıl giderim?” dese de, çekilemez hale gelen ızdırabı yüzünden karar vermiş gitmeye.

Binmiş Kasaba’ya giden otobüse.

Otobüste oturacak boş koltuk olsa da, acıdan oturamadığı için Kasabaya kadar ayakta seyahat etmiş dakikalarca.

İner inmez gitmiş hastaneye. Anlatmış derdini doktorlara.

Doktorlar muayene eder etmez, aynı hayret sözleriyle birlikte “Bizim burada yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Sen bu dertten ve acıdan kurtulmak için biran önce şehir’deki hastaneye gitmelisin. Senin derdine bir tek şehir’deki hastanede çare bulabilirler” diyerek göndermişler bizim köylüyü.

Acısı her gecen dakika artan köylü amcamız, o acıyla atlamış şehir otobüsüne.

Yine ayakta, yine saatlerce yoldan sonra gelmiş şehre…

Doğruca hastanenin yolunu tutmuş.

Tıpkı köydeki sağlık ocağı ve  kasaba’daki hastanede olduğu gibi anlatmış derdini doktora.

Hastane’deki doktor da, tıpkı diğerleri gibi önce muayene etmiş.

Sonra da  “Tamam. Kötü bir basur var arkanda. Ben şimdi gerekeni yapacağım ama bu biraz senin canını acıtacak. Eğer dişini sıkabilirsen hemen halledelim. Sana bu acıyı veren basuru elektrikle yakacağım.” deyince köylü “Bu acıyı sürekli çekmektense, bir defa çekerim” diye düşünmüş ve anında “Olur” demiş.

Hazırlıklar yapılmış.

Doktor elindeki elektrikli yakma aletiyle başlamış işe.

Aleti basura değdirdiği anda avaz avaz bağırması gereken bizim köylü başlamış gülmeye.

Doktor yakmak için aleti değdirdikçe, bizim çiftçi kahkahalarla gülüyormuş.

Hayretler içinde kalan doktor hiçbir anlam verememiş bu duruma…

Sonunda dayanamayıp sormuş:

“Yahu hemşerim, ben arkanı yakarken senin acıdan bağırman lazım. Sen ise kahkaha ile gülüyorsun. Bu nasıl iş böyle?”diye…

Bir yandan gülmesine devam eden köylüden şöyle bir cevap gelmiş:

“40 yıldır evime girmeyen elektrik kıçıma giriyor. Ben gülmeyim de kim gülsün doktor bey!”

Not- Nedendir bilinmez, Elektriğe 3 ayda gelen zam yüzde 60’ları bulunca aklımıza bu hikaye geldi. Elektrik aynı  elektrik. Eskiden öyle giriyormuş, şimdi farklı şekilde giriyor olduğundan olsa gerek…

İlginizi çekebilir

Öğrenci Servisleri..

Öğrenci Servisleri..

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri