Ana Sayfa Yazarlar 13.02.2024 224 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Bu Hale Nasıl Geldik!

 

Memlekette namuslu insanların işi gerçekten de zor!..

Dürüstlükle işini yapan esnafın çok para kazanması mümkün değil!..

Demirden, çimentodan çalmayıp; yasalara uygun biçimde konut yapan ve taahhütlerini yerine getiren müteahhidin de…

Memur; güç odaklarına, amirine ve müdürüne yalakalık yapmayıp, devletin kendisine verdiği görevi yerine getirmek için çabalıyorsa, ne olduğu yerde kalır, ne uzar ne kısalır!..

İşçi de öyle…

Köylü, tereyağına margarin, süte su katmıyorsa “enayi” sayılır!..

Seyyar satıcı teraziyi ayarlayıp, eksik tartmıyorsa, çürük malı torba kağıdının altına koyup müşteriye vermiyorsa kazancını katlayabilir mi?..

Sınıfına girdiği öğrencisine ders vermeyi etik bulmayan öğretmen, ekonomik sıkıntı çekmiyor mu?..

Doktor, özellikle bazı özel hastanelerde normal muayenenin dışında hastaya ekstra hesap çıkarılmasını sağlamıyorsa, yönetimin “kara listesine” girmiyor mu?..

Saymakla bitmeyecek bir liste var ortada…

Her türlü olumsuzluğa rağmen namuslu davranmayı bir yaşam biçimi seçenlerin ortaya koyduğu bu direnç olmasa, toplumu ayakta tutmak mümkün mü?..

Niye bu hale geldik?..

Çalıp çırpmanın, yalan-dolanın, hak etmediği paraya göz dikmenin ve hepsinden öte kul hakkı yemenin neresinde insanlık var?..

Müslüman bir ülkede böylesine bir yakınma izah edilecek gibi midir?..

Ahlak erozyonuyla bilinmezliğe sürüklenen bir toplum, nasıl düzelecektir?..

Bu sorunun yanıtını bulup, vakit kaybetmeden çözüm üretemezsek; bir nesil kaybolup gidecektir!..

İstisnasız hepimiz, vebal altındayız!..

Çürümüşlüğü hep birlikte ortadan kaldıramazsak; bu milletin destansı paylaşma, dayanışma, merhamet ve iyilik üzerine yazdığı bütün öyküler, inandırıcılığı bulunmayan “masal” olacaktır!..

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri