Sakın olmaz demeyin olur hem de bal gibi olur..
Yazımın başlığı size biraz farklı gelebilir ama inanın gerçek..
Tabi olay biraz eskiye dayanıyor..
Belki de diyeceksiniz ki bu tür olaylar geçmişte çok yaşanırdı, şimdi bunun sırası mı?…
Elbette doğrudur yaşanmıştır ama bu yazacağım konu ise çok farklı çünkü bu bahsedeceğim AT HIRSIZININ ATINI ÇALAN  şahısşu an bu şehirde hatırın sayılır kişiler arasında yer alıyor…
Kolay mı o yıllarda AT HIRSIZININ ATINI ÇALMAK…
Neyse biz yazı başlığımıza dönelim..
Köyün birinde işi gücü sadece AT ÇALMAK olan bir kişi varmış bunu çevre köyler dahil etrafta bilmeyen yokmuş..
Yalnız bu hırsızın bir özelliği varmış çalarak sattığı atların parasının önemli kısmını köyünde bulunan yoksul insanlara dağıtırmış, Onun içinde köyünde bu kişiyi herkes sever hatta jandarmalar aradığı zaman evlerinde samanlıklarında saklarlarmış.
Aynı köyde yaşayan bir ağa oğlu varmış. Ağa oğlu biraz savurgan ve haylaz biri olduğu için etrafında pek sevilmezmiş. İşi gücü Babasının maneviyatını ve dini inançlarını kullanarak insanları hakir görmekmiş.
Yani etrafında sevilmeyen ayyaş berduş takımından biriymiş.
Günlerden bir gün AT HIRSIZI olan kişi uzak bir köyden çaldığı 3 at ile köye gelirken bu kişi ile karşılaşır. İkisi de bir birini yakından tanıdığı için selamlaşmadan geçerler. Fakat Ağa oğlu inlik peşindedir sesi yerinde At hırsızını takip eder.AT hırsızının köyün hemen dışında etrafı taşlarla çevrili bir ahırı varmış atları oraya saklarmış. Bu çaldığı atları da oraya koyarak yenlerini suyunu vermiş ve istirahat etmek üzere evine gitmiş. Bunu gören Ağa oğlu boş durumu hemen ahırın kapısını açarak atları almış ve başka bir köye götürüp satmış. Bu olay aylarca devam etmiş biri çalıyor diğeri de çalandan çalıp satarak yıllar geçmiş.
İsterseniz dinlediğim ama gerçek olan bu yaşanmış olayı kısa keseyim sonucunu yazayım.
AT HIRSIZI sefaletten ölmüş AT HIRSIZININ ATINI çalan ise Ordu’da çok önemli variyetli kişiler arasında yerini almış..