‘’Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü…”atasözünün anlamını kısa ve öz olarak şöyle açıklayabiliriz: Karşınızdaki insanın duymasını istemediği bir şeyi söyleme ki, o da sizin duymaktan hoşlanmadığınız şeyleri söylemesin. İnsanların bilmesini istemediğin sırlarının (ayıplarının) duyulmasını istemiyorsan, sen de başkalarının sırlarını (ayıplarını) gizli tut…

Bazı gerçekleri ve doğruları, bunların nedenlerini, yaşadığımız toplumda kavrayamayacak kişilerin olabileceğini bilmeli, böyle kişilere bu doğruları ve gerçekleri açıklamanın büyük ölçüde tepkileri ve zararları olabileceğini hesap etmelidir. Bazı doğruları ve gerçekleri açıklamak, çoğu zaman tepkiyle karşılanmaktadır. Onun içindir ki; doğruları ve gerçekleri, yeri ve zamanı geldiğinde açıklamak daha olumlu ve de güvenli,daha inandırıcı olabilmektedir.

Bunun böyle olması hem açıklayana güven verir, hem de gelecek için topluma umut verir. Yaşadığımız zamana ters düşen, lakin doğru olduğuna inanılan düşünce ve davranışları, ancak toplumu bu düşünceye ve davranışa inandıracak olgunluğa eriştikten sonra, usülüne uygun bir biçimde açıklamanın çok daha etkileyici yararı olabilir.

Halk arasında söylenen bir söze göre, “vakitsiz öten horoz” durumuna düşmemek için toplum yararına, önemli ve değerli ve de doğru görülen düşünce ve eylemleri, zamanı ve mekanı iyi seçerek açıklamak doğru olan bir yol ve yöntemdir.

Değerli okuyucularımız, insan yaşamının güzelliklerinden olan birliktelikler, dostluklar arasındaki sırlar, birer kapalı kutuda saklanır gibi korunmalıdır. Toplumumuzda sıkça karşılaşıldığı üzere, insanlar veya topluluklar arasındaki ilişkiler çeşitli nedenlerden dolayı bozulabilir.

Bu takdirde bazı sırları bir korkutma, yıldırma aracı gibi kullanmak hiçbir hal ve ahvalde ahlaki değildir. Zira birliktelikler, dostluklar  yeniden kurulabilir. İşte o zaman kutuyu açan da, açtıran da güç durumlarla karşılaşabilirler.