1- İnsanları affetmek: Allah (cc), insanları affetmenin sevabına bir sınır koymadı:
Buyurdu ki:”…
Kim affeder ve ıslah ederse, mükafatı Allah’a aittir.”Sevaba bir sınır koymadı.Şura:40
2-Oruç: Allah (cc) Orucun sevabına da bir sınırlama getirmedi, mükafatını ben vereceğim, dedi. “Adem oğlunun her ameli kendinedir, ancak Oruç hariç, o benimdir ve onun mükafatını Ben veririm.
(Zümer:10)
3-“Kıyamet gününde bir münadi şöyle seslenir: Her kişi için yaptığı fazlasıyla verilir. Ama Kur’an ehli ve oruçlular bundan müstesnadır. Çünkü onların ecirleri hesapsız verilir. Allah katında oruç ve Kur’an ona, şefaatçi olurlar. “
(Müsned, 2/174)
Ba’s (diriliş) günü bir münadi bağırır: “Ecirleri (Mükafatları) Allah katında olanlar nerdedir? Sabredenler, Oruç tutanlar ve insanları affedenler bu çağrıya cevap verir.
Allah (cc) bizi bu çağrıya cevap verenlerden eylesin.
Bu Ramazan-ı Şerif ellerimizden kayıp gitmeden artık Oruç ibadetinin idrakına varalım ..
Çünkü oruç öyle bir ibadettir ki, bize anlatmak istediği en son şey “bedenin aç kalmasıdır.”
Asıl oruç; ruhumuza, dilimize, kalbimize tutturabildiğimizdir..
Bir Ruh Terbiyesi
Merhamet Eğitimi ve
Hikmet Mektebi olarak
Müslümanlığımızı güzelleştirmesi
ve yeniden inşa etmesidir.
RAMAZAN FİLLERİ
Derler ki; bir gün İmam Malik Medine’de harem-i şerifte oturmuş öğrencilerine Hadis dersi veriyordu. Dışarıdan yüksek bir ses işitildi: Medine’ye büyük bir filin geldiği haberi veriliyordu. (O zamanlar Medine’de pek fil bulunmazdı. Öğrencilerin pek çoğu da hiç fil görmemişlerdi.)
Bu sesi işiten öğrenciler hemen fırladılar, Medine’ye gelen büyük fili görmeye dağıldılar. Sadece bir öğrenci, Yahya bin Yahya el-Leysi adında bir öğrenci orada kalmıştı.
İmam Malik ona sordu:
– Arkadaşların fili görmeye gittiler, sen neden arkadaşlarınla gitmedin?
– Ben Medine’ye fil görmek için değil İmam Malik’i görmek için gelmiştim, dedi.
Ne hikmettir ki; asırlardan beri “Ehl-i Sünnet” içinde önemli bir mezhep kurucusu olacak kadar engin bilgiye sahip olan İmam Malik ile ilgili günümüze kadar gelen bütün bilgiler ve haberler, sadece Yahya bin Yahya el-Leysi adındaki o fil görmeye gitmeyen öğrencisi kanalıyla gelmiştir. Dersi bırakıp fil görmeye giden diğer öğrencilerin isimleri bile unutulmuştur.
Şu zamanda ve özellikle ibadet ayı olan Ramazan ayında da değişik şekillerde, biçimlerde ve yöntemlerle karşımıza çıkan hedef saptırıcı filler çoktur. Sakın fillere kanmayalım.
İçinde bulunduğumuz şu mübarek Ramazan, hedef saptıran filler gibi başka zamanlarda yenmeyen yemeklerin yahut tatlıların hazırlanıp yendiği ve kilo vermek yerine kilo alındığı veya özel eğlencelerin yaşandığı bir ay olmamalı, bu ayın bir rahmet ve gufran ayı olduğu unutulmamalıdır.
Ramazan’da insanlar iki kısma ayrılıyor: Birileri, ne yapacaklarını kararlaştırmışlar, hedeflerinden asla sapmadan Ramazan’da neleri nasıl kazanabileceklerini bilirler. Kendilerinden beklenen manevi havayı yaşarlar.
Diğerleri ise bundan habersiz, suyun akışına, rüzgârın esintisine göre yaşar ve her zaman değişken fillerin gölgesinde kaybolur giderler.
Şu mübarek ayda sen de fillere kanma sakın! Yılın en değerli zamanı olan Ramazan sevincini filler senden alıp götürmesin.
Tıp uzmanları “insanlar deprem, savaş vs gibi durumlarda kaldıklarında eğer hiçbirşey bulamıyorlarsa bile 40 gün az şekerli su ile yaşayabilirler” diyor.
Oruç sıhhattir.
Vücudun dinlenmesidir.
Vücudumuzda 11 ay boyunca biriken zararlı bakterilerin, mikropların tutanacakları, beslenecekleri yeterli gıdayı oruç döneminde bulamadıkları için vücudu terk etmelerine sebep olur.
Albert Einstein’in ünlü bir sözü vardır.
“Ne zaman bir konu hakkında çalışmam gerektiğinde en azından 24 saat öncesi yemek yemeyi bırakıyorum.
Çünkü beynimin öyle daha çok çalıştığını fark ettim” der.
Hani Peygamberimizi ve sahabeleri üç yıl boyunca bir mahalleye hapsetmişlerdi.
Boykot yılları…
Onlar ne yaptılar, hergün oruç tuttular.
Bir hurmayı ikiye bölerek paylaştılar ve oruçlarını öyle açtılar.
Yine bir hurma ile oruca niyetlendiler.
Koskaca üç yıl.
Ama kimse açlıktan ölmedi.
Kimse açlıktan ölmez. Korkmayın.
Allah’a güvenin. Ve çok dua edin.
Çok sadaka verin…
Ramazan bittiğinde gerek manevi yönden ve gerekse bedenen kuş gibi hafiflediğinizi hissedeceksiniz.