Ana Sayfa Gönül Heybesi 4 Nisan 2024 92 Görüntüleme

KIL BEŞİ KURTAR BAŞI MI? YOKSA BEŞİ KILMAKLA İŞ BİTMİYOR MU?

Merhum Mahir İz Hoca’ya bir genç sormuş:

“Hocam “ kıl beşi kurtar başı” diyorlar;

doğru mudur? İnsan beş vakit namaz kılarsa

kendisini kurtarabilir mi?”

Hoca:”Yook!,” demiş ve sıralamış:

1-Kıl beşi

2-Ye helal aşı

3-Yap güzel işi

4-Düşün kul kardeşi

5-Kurtar başı

Demek ki, öyle başı kurtarmak kolay değilmiş.”

 

5 vakit namaz

10 vakit iftira

50 vakit yalan

Kıl namazı ye her herzeleyi

 

Hazır, mübarek Ramazanın manevi atmosferinde  birlikte üstümüzdeki ölü toprağını silkeleyip;

– Yalan söylemek

– Gıybet etmek

– Haram yemek

– İhale yolsuzluğu yapmak

– Vergi kaçırmak…

Gibi envai çeşit edna işler, oruçluyu bozar ama orucu Bozmaz.

Oruç; mübarek ve muazzez bir ibadet olup, şartları bellidir.

Diğerleri ise muamelattan sayılırlar.

Bilmem neresinden uydurulan saçmalıklar, orucun yanına bile yaklaşamaz..

Kötülüğü, peş peşe sıralamakla, Oruca ve oruçluya sıvayacaklarını zannedenler; ancak zehirlerini kusar, sadece, kendi kararmış kalplerini sıvarlar.

Sanki kötülüklerin kaynağı oruç ve oruçlularmış gibi irtibat kurmaya çalışmak ise basit sığlıktan öteye gitmediği gibi,  Orucun  mukaddesatına da zerre zarar veremez.

Bu zavallıların hali, sıcaktan bunalıp Güneşe kurşun sıkan meczuplardan farksızdır.

Bu güruh daha fazlasını hak etse de, biz yine oruç tuttuğumuz ağzımıza eziyet etmemek için bu kadarla iktifa edelim.

Zaten anlayana sivrisinek kafi iken, anlamayana Ramazan topu az değil mi.

 

Ağyar ne derse desin, biz yürüyen kervandan ayrılmadan,

doya doya, sindire sindire bir Ramazan yaşayalım inşallah.

 

Namaz Kulun Allah ile Mülakatıdır.

Bir Başkan veya Yetkili Bizi Randevu Verse, Süslenir Püslenir Öyle Gideriz, Mutlu Oluruz Değil mi?

Başka Bir İfade ile Günde Beş Vakit Namaz, Ya Rabbi! Bütün Cürmümle Huzurundayım, Hata ve Kusurlarımla Beni Kabul Eyle Demektir.

Haftada Bir Kılınan Cuma Namazı, Bir Resepsiyona Gider Gibi Hazırlanıp, Huzura Kabulünü Rica Etmek Gibidir.

Yılda İki Bayram Namazı, Milli Güvenlik Toplantılarına Gider Gibi Şık Bir Kıyafet ve Güler Yüzle Karşılanmaya Çıkmak Gibidir.

 

Namazı Hafife Alma, Terk Etmek, Kafasına Göre Uyduruk Fetva Verenler; Amirine Karşı Gelen Kapıcının Kovulduğu Gibi Huzurdan Kovulmaz mı?

Namaz, Hz. Adem’den Beri Bütün Peygamber ve Ümmetine Emredilmiş Bir İbadet Olmuştur. Şuayb, Peygamberin Toplumunun Kendisine Tepkisi De Buna İşaret Ediyor.

 

“Dediler ki: “Ey Şuayb! Babalarımızın Taptığını yahut Mallarımız Hakkında Dilediğimizi Yapmayı Terk Etmemizi Sana Namazın mı? Emrediyor…”

Hud,87

 

Kur’an, Seksenden Fazla Yerde “Namazı Kılın” Veya “İkame Edin”, “Namazı Kılın Zekâtı Verin” Boşuna Demiyor.

Sadece Bir Yerde “Yazıklar Olsun O Namaz Kılanlara Ki, Onlar Namazlarını Ciddiye Almazlar”

Maun,4.5

 

“Namazı Kılın, Zekâtı Verin. Rükû Edenlerle Birlikte Siz De Rükû Edin.”

Bakara, 43

 

“Bir De Bize, “Namazı Dosdoğru Kılın ve Allah’a Karşı Gelmekten Sakının” Diye Emrolundu. “

Enam,72

 

Şeklinde İfade Geçiyor Ki, Bu Durum Namazı Ciddiye Almak, Üstünkörü Değil Bütün Azaları ve Ruhu ile Onu Yerine Getirmektir.

 

Peygamber Efendimiz,

“Namaz Dinin Direğidir.”

(Tirmizî, İman 8)

“Namaz Müminin Miracı” ve “Cennetin Anahtarıdır.”

(Tirmizî Taharet, 3)

Buyurarak, İnsanı Yükselttiğine Bir İşarettir.

 

“Namaz Kıldığında Bir Daha Kılmayacakmışsın Gibi Kıl.”

(Hz. Ali)

“Namaz Kılan Yaşlıyı Severim Ama Namaz Kılan Gence Aşığım.”

(Hz. Ömer)

 

Süleyman Çelebi;

Çünkü Her Türlü İbadet Bundadır, Hakka Kurbiyetle Vuslat Bundadır” Diyerek Tarif Eder Adeta.

 

Necip Fazıl Kısakürek İse,

Namaz, Sancıma İlaç, Yanık Yerime Merhem; Onsuz, Ebedi Hayat Benim Olsa İstemem.

 

Namazımız yoksa, kendimize başka dert aramayalım.

Allah Resulünün “Gözümün nuru” dediği namaza, biz göz ucuyla bakıyorsak; beladan başka bir şey görmeyiz.

Namazı terk eden bir toplumda;

kanaatsızlık, hastalık ve kargaşa eksik olmaz.

-Bu gençlere neler oluyor?

-Kadınlarımız neden böyle?

-Erkeklerimizi tanıyamıyoruz?

-Bu toplum nereye gidiyor?…Sorularımızın cevabına, başka sebep aramayalım.

Namazı terketmenin bedelini ödüyoruz.

” Namazınız yoksa ben sizi ne yapayım” diyen Allaha inanıyor ama ihtarını ciddiye almıyoruz….

Hadi seçimi, geçimi bir anlığına unutup, Ramazanı da fırsat bilip Namaza sarılalım.

Hem de bir daha hiç bırakmamacasına…

Zira;

Yol ayrımındayız dostlar!…

Yok bir üçüncüsü.

Ya namazsız “hiç” olacağız,

ya da, Namazla dirilip ” Koç” olacağız…

 

EY MİSAFİR KIL NAMAZIN KIBLE BU CANİBDEDİR.

İŞTE LEĞEN İŞTE İBRİK İŞTE PEŞKİR İPTEDİR…

Osmanlı devleti zamanında misafire ikram, tazim ve hürmet had safhada idi. Çoğu bir ailenin evlerinin misafir odası kısmında ve o odanın da kıble tarafında bir levha asılı olurdu. O levhada bizlere misal olması gereken şu inci gibi sözler yazılı idi.

Ey misafir! Kıl namazın kıble bu canibdedir.

İşte leğen işte ibrik işte peşkir iptedir.

Bize gelen her misafir ekmek ile aş yesin.

Ger namazın kılmaz ise toprak ile taş yesin.

Âkil isen kıl namazın çünkü saadet tacıdır.

Sen namazı şöyle bil ki mü’minin miracıdır.

Ecdadımız Osmanlı’nın ne kadar ince düşündüğünü anlamak gayet açık ve net. Bırakın ahali kendi namazını kılmak bir tarafa evine gelen misafirin dahi namazını düşünüyor ve evinin duvarına astığı nasihat verici bir levha ile onları namaza teşvik ediyor. Hakikaten günümüzle mukayesesi mümkün olmayan bir hadise.

Allah teala bizleri bu şuur ve idraka nail eylemesi niyazımla..

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri