DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Yaşasın Türkiye, Yaşasın Türk Milleti!..
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” ifadesindeki “millet” kavramı; bu ülkede kardeşliğin, barışın, birlik ve beraberliğin “sihirli” ifadesidir!..
Bizler işte bu yüzden ülkeyi yönetenlerin Türk mü, Kürt mü, Gürcü mü, Abaza mı, Arnavut mu, Boşnak mı olduğuna hiç bakmadık!..
Neden mi?..
Bakın anlatayım…
Sultan II. Abdülhamit, Büyük Haydarpaşa Garı’nın projesini başlatmıştı.
Açılış töreni, Padişah Sultan Reşat dönemine rast gelmişti.
Törende, Başyaver Hurşit Paşa ile Başmabeyinci Lütfi Simavi Bey görevlendirilmişti.
Nafia Nazırı (Bayındırlık Bakanı) Bedros Hallacyan Efendi de
konuşma yapacaktı.
Bedros Hallacyan, konuşmasını tamamladı.
Müteahhit ülke adına da Ferdinand Kautz’a söz verilmişti. Kautz, kürsüye çıkarak elindeki kağıda baka baka, güçlükle de olsa anlaşılır bir şekilde herkesin şaşkın bakışları arasında Türkçe bir konuşma yapmıştı. Törende hazır bulunan gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın da çok şaşırdı ve bunu
Nafia Nazırı Bedros Hallacyan’a sordu. Hallacyan’ın yanıtı şöyle oldu:
” Monşer, bu herifler Osmanlı topraklarında bulunuyorlar, burada çalışıp para kazanıyorlar. Bir resmi kûşatta (açılışta), resmi nutuk Türkçe olmak lazım değil mi? Türkçeden başka söz söyletmem, hepinizi berbat ederim, dedim. Nutku Almanca harflerle yazdırttım, Türkçe okuttum!..”
Devam edelim…
Bu milletin dizelere dökülen “onur belgesi” olan “İstiklal Marşı”nı yazan Mehmet Akif Ersoy da Arnavut kökenliydi…
Bu yüce duyguyu onun kadar kim böylesine dile getirebilirdi?..
Bu ülkede; Kürt, Laz, Gürcü, Çerkes, Arap ve Boşnak kökenli başbakan,
bakan, milletvekili ve üst düzey bürokratlar olmadı mı?..
Ama hiçbirinin etnik kimliğini araştırmadık!..
Çünkü, onların etnik kökenleriyle değil; ülkeye yaptığı hizmetlerle ilgilendik!..
Mesela, yıllarca Dışişleri Bakanlığı yapan rahmetli Kamran İnan, “Dünya üzerinde bizim topraklarımız kadar bol hain üreten başka bir toprak yoktur” demişti…
Bu tespiti yapan Kamran İnan, Kürt kökenli bir siyasetçi değil miydi?..
Bu milli duyguların büyüsü, işte o “millet” kavramının içinde saklıydı…
Tersi olsaydı, diyelim…
Atatürk, “Ne mutlu Türküm diyene” yerine, “Ne mutlu Türk olana” diyemez miydi?..
O zaman bir kere daha “Ne mutlu Türküm diyene” diye haykırıyor; “Ne Amerika ne Rusya ne Çin; her şey Türkiye için” diyoruz!..
Yaşasın Türkiye, yaşasın Türk milleti!..