Salgın sürecinin Ordu’da meydana getirmiş olduğu tahribat bir hayli fazla.
Şehirde, salgının neden olduğu tablo karşısında, bu tablodan etkilenmeyen sektör neredeyse yok.
Ancak…
Sürecin yaşattığı onca olumsuz manzaraya rağmen, aynı salgın sürecinin Ordu’nun geleceği açısından sunmuş olduğu olumlu bir fırsat da mevcut.
Bu fırsatın adı: Turizm…
Ordu; özellikle son 8 yıl içinde, özellikle iç turizm alanında zaten tercih edilen bir şehir konumunda yer alıyordu.
Hatta.
Şehir Merkezi Turizmi açısından belki de Trabzon’dan sonra Karadeniz’de gelen ikinci şehir konumundaydı.
Zira…
Ordu’ya yaz aylarında gelen yüzlerce turistin geliş amacı, kent merkezini gezip yaylalarımızı, Boztepe’ye teleferik ile çıkarak Ordu’yu görme isteğiydi.
İşte bu isteğin yoğunluğu, Ordu’yu süreç içinde  “Yaylalarımız ve Kent Merkezi Turizmi” ne sahip bir şehir haline getirmede önemli rol oynadı.
Şu sıralar, salgın sonrasının yaşam şekli yoğun şekilde konuşuluyor.
Yenidünya düzenine ilişkin yaşam yeniden şekillenirken, en azından bir müddet daha bazı eski alışkanlıkların yerine getirilemeyeceğinden söz ediliyor.
Sıralanan eski alışkanlıklar arasında özellikle turizm ve geziler konusunda sıkça yapılan bir tespit var…
“Artık uzunca bir süre yurtiçi ve dışı seyahatler yapılamayacak.” Deniyor örneğin…
Yurtdışı gezilerinin eskisi gibi yapılamayacak olması, iç turizmin daha da hareketlenmesi demek…
Ortaya çıkacak bu mecburi durumun, sahil kentlerinin ardından en çok kent Merkezi Turizmi konusunda her geçen gün daha çok ön plana çıkarak isim yapan Ordu için büyük bir fırsat doğuracaktır.

O nedenle…
Ordu’nun şimdiden salgın sonrasının yenidünya yaşamına yönelik hazırlıkları yapması, bunu yaparken de “fırsat bu fırsat” diyerek,  salgın sonrası turizmine yönelik altyapısını gözden geçirip, eksikliklerini tamamlaması gerekiyor sanki…