Ana Sayfa Tokmak 26 Şubat 2023 1631 Görüntüleme

TOKMAK

Vay Halimize…

Biz muhabirlik yıllarımızda Adliye ceza mahkemeleri kalemlerinde görevli mübaşirlerin Avukatlarla çok sıkı fıkı olduğunu onların Adliyeye işi düşen vatandaşlara avukat tavsiye ederek komisyon aldıklarını duyuyorduk. Komisyon derken yemek ve gömlek kravat gibi hediyeler işte…

Şimdi bir başka iddia karşımıza çıktı bu iddia karşısında kesin bir suçlama yapmıyoruz sadece Ordu Barosunun saygın Başkanı ve yöneticilerini uyarıyoruz ki bir araştırma yaparak iddiaların gerçek olup olmadığını araştırsınlar kimse zan altında kalmasın.

Birçok hastanede acil servisinde bulunan bazı görevliler, avukatlara komisyonculuk yapıyormuş…

Bu kişiler bir trafik kazası yaralısı geldiğinde hemen avukatı arıyormuş. Avukat ya da yardımcısı hemen hastaneye geliyormuş…

Kendisini tanıttıktan sonra yaralıya ‘Yaptığınız kazayı araştırdım, siz haklısınız. Sigorta şirketine maddi ve manevi dava açarız’ diyorlarmış…

Dava sonuçlandığında da kazanılan paranın yüzde 25’ini avukat alıyormuş…

Öyle ki, ölümlü kazalarda sigorta Şirketleri 1 milyon lira gibi paralar ödüyormuş. Bu durumda avukat bir davadan 250 bin lira gibi ciddi para kazanıyormuş…

Bu arada hastanede bulunan komisyoncular da bildirdikleri kaza başına komisyon alıyormuş…

İşin ilgin yanı ise…

Komisyoncu kullanan bu avukatların içinde…

Elinde siyasi güç bulunan  avukatlar bulunuyormuş…

 

 

 

EVLAT VE KUYRUK ACISI

Ormancının biri evine giderken, dikenli tellere takılmış bir yılan görür. Onu kurtarır. Yılan dile gelir ‘Beni takip et’ der. Gider, bir kuyuya girer. Bir dakika sonra, ağzında kocaman bir altında geri gelir. ‘Her gün gel, benden bir altın al. Ama bunu kimseye söyleme’ der…

Ormancı sevinçle evine gider. Bir ayakkabı kutusunu kendisine kasa yapar. Her gün altınları oraya atar. Ama bir gün hastalanır. Durumu oğluna anlatır. ‘Git altını sen al gel’ der. Oğlan gider, babasının selamını söyler. Yılan da kuyuya iner, altınla geri döner…

Oğlan altını alıp, eve dönerken ‘Her gün buraya gelmek yerine, yılanı öldüreyim. Kuyudaki tüm altınları alayım’ der. İkinci gün ormana balta ile gider. Yılanı öldürmek ister. Yılan kuyudan çıktığında baltayı savurur. Ancak yılanı kuyruğundun vurur. Yılan da oğlanı ısırır.  Oğlan hırsının kurbanı olur…

Baba oğlu eve gelmeyince bir şeylerin ters gittiğini anlar. Hemen ormana doğru yola çıkar. Yılanın yuvasına geldiğinde bakar, bir yerde can vermiş oğlu, diğer tarafta kuyruğu kopmuş yılan ve balta. Her şeyi anlar…

Gözyaşı içinde yılana döner. ‘Her şeyi unutalım, her şey eskisi gibi olsun’ der.  Yılan ‘Hayır, sende bu evlat acısı, ben de kuyruk acısı varken, hiçbir şey eskisi gibi olmaz’ der…

Yüzyılın felaketini yaşıyoruz, acımız büyük…

Tüm bunlara rağmen siyasiler yine birbirlerine kırıcı dil kullanmaya devam ediyor…

Anlaşılan birbirlerine karşı ciddi bir kuyruk acıları var…

 

 

 

“NASIL BİR DÖNEME DENK GELDİK BÖYLE?”

Bugün 30-35 yaşlarında olanlar…

1999 yılında Marmara depremini gördü…

2001-2008 yılları arasında ekonomik krizleri gördü.

2013 yılında gezi olaylarına şahit oldu…

2014 yılında Soma faciasına tanık oldu…

Yine 2014 yılında AKP-Cemaat savaşlarının tanığı oldu.

2014-2017 yılları arasında yaşanan terör olaylarının şahidiydi…

2018 yılında ekonomik krizle tanıştı…

Yine aynı yıl rejim değişikliğine şahit oldu.

2020 yılında pandemiyi yaşadı gördü…

2021 yılında ülkenin ormanlarının günlerce yandığını gördü.

2021-2022 yılları yine ekonomik kriz ile tanıştı.

2023 yılında ise yüzyılın depremine şahit oldu…

Tüm bu olaylara 30 yıl içinde şahit olan bu nesil “Nasıl bir döneme rast geldik böyle?” diye hayıflanmakta haksız mı?

 

 

 

DİLENCİLER BIKTIRDI…

Ordu’nun çeşitli noktalarında dilencilik yaparak duygu sömürüsünde bulunanlar artık hem moralleri bozuyor hem de insanların asabını yok ediyorlar. Belediye Zabıta ekipleri vatandaşları adeta bunaltma noktasına gelmiş olan dilencilere karşı savaş açmış durumda.  “Dilencilere izin vermeyeceğiz” diyor. Belediye zabıta ekipleri, vatandaşların duygularını istismar ederek haksız yoldan kazanç sağlayan dilencilere operasyon düzenliyor. Şehir merkezindeki camiler başta olmak üzere pek çok noktada vatandaşların hassasiyetlerini kullanarak para toplamaya çalışan dilencilere yönelik denetimler yapıldı. Ordu’da  dilenciler yakalanınca ne yapılmalı? Herhalde Ordu  Büyükşehir Belediyesi veya İl Valiliği dilencilerin toplanıp barındırıldığı bir yer düzenleyip toplamalı dilenenleri bu yerlerde

gönderilmelidir.

 

 

 

6 -10 BİN LİRA KİRA MI OLUR?

Deprem bölgesinde bir aile Ordu’ya gelmeye karar vermiş.

Buradaki bir yakınına ulaşarak, kendileri için uygun kiralık bir daire bulmasını rica etmiş…

Bunun üzerine vatandaş başlamış kiralık ev arayışına…

***

Önce internet üzerinden araştırma yapmış…

Kiralık daireleri tararken, aralarında  1+1 dairelerin 4-7, 2+1  dairelerin 6-10 bin lira kira istendiğine rastlamış…

Sonra da oturup bize bir mail yazmış…

“Deprem bölgesinden gelecek aile için kiralık daire ararken, sayıları çok olmasa da birkaç ilanda 4-7’den az olmayan  6-10 bin lira kirası olan dairelere rastladım. Aidatlarını da hesaplarsanız bu dairelerin kirası 8-12 bin liraya geliyor. Sonra da bu daireleri bu fiyattan gerçekten kiralayanların olup olmadığını merak ettim. Eğer gerçekten bu kiraları ödeyip bu daireleri kiralayan varsa, bana göre hem daire sahibi hem de kiralayan acilen vergi denetiminden geçirilmeli.” diyor…

İlgilenenlerin bilgisine…

 

 

 

 

FIKRA HER ŞEYİ ANLATIYOR! …

Kulakları duymayan bir adam, hastanede yatan bir arkadaşını ziyaret etmek istemiş. Düşünmüş, ben ne sorarım, o ne cevap verir…

Klasik cevaplara göre konuşmayı tasarlamış, cümlelerini zihninde hazırlamış. “Nasılsın?” derim, o da “İyiyim.” der.

Ben de “Oh oh, ne güzel!” der, devam ederim.

***

Adam hastaneye gidip arkadaşının başucuna varmış. “Nasılsın, iyi misin?” “Ölüyorum.” “Oh oh, ne iyi!”

“Ne ilaç veriyorlar?” “Zehir.” “O ilaç çok iyidir. Doktorun kim?” “Azrail.” “Ondan iyi doktor yoktur.”

***

Fıkradaki diyalog sanki yönetenlerle yönetilenler arasında yaşanan bir diyaloğu anlatıyor!

Artık fıkradaki hasta kim? Kulakları duymayan kim?

Ona da siz karar verin?

 

İlginizi çekebilir

TOKMAK 17 MAYIS

TOKMAK 17 MAYIS

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri