VALİ SONEL HER YERDE… 

Valimiz Tuncay Sonel, Özellikle salgın süresince alınan tedbirlerin hayat geçirilmesi uygulamalarında aksaklıkların yaşanmaması için mesailerini harcarken Mübarek Ramazan Bayramı nedeniyle Şehitliklerimizle başlayan ziyaretlerine Emniyet,Jandarma,Sağlık kuruluşlarında görev yapan sağlıkçılarımız ve tedavi gören hastalarımızı ziyaret ettikten sonra Güvenlik Güçlerinin kontrol yaptığı noktalara bizzat gitmesinin ardından Şehit ve Gazi ailelerini evlerinde ziyaret ederek onların yanında olduğu mesajını vermesini takdir ederken farkını yansıtıyoruz…

Yeniden Buluşma..

Pandem nedeniyle kısa bir ayrılık sonrası bugün sevgili okurlarımızla yeniden buluştuk.

İçişleri Bakanlığının genelgesi doğrultusunda vaka sayılarındaki artışı önlemek amacıyla alınan kapanma kararı nedeniyle bizlerde  kısa da olsa bir süre siz değerli okuyucularımızla bir ayrılık yaşadık.

Kapanma tedbirleri nedeniyle azalan vaka sayıları nedeniyle bugün Cumhurbaşkanı tarafından açıklanacak olan kararlar sonrası birçok işyeri tekrar müşterileriyle buluşacak.

Çok sabır gösterdik ama yeterli değil biraz daha sabır ve maske mesafe temizlik diyerek eski günlerimize dönmeye gayret edelim…

MUSALLA TAŞINDA BİLE TORPİL! 

Ne günlere kaldık Yarabbi?

Musalla taşında bile ikilik oluştu! Bir imtiyazlılar var, bir de imtiyazlı olmayanlar! Öyle ki, insanoğlunun “imtiyazlı” damgasını vurduklarından biri koronadan dahi ölse cenazesi lebalep kılınan namaz ile kaldırılıyor. Ama imtiyazsız olanlar ise (!), bırakın koronayı, kanserden ölseler bile “cemaat kotası”na takılıyorlar!

Hem de, Orhan Gencebay’ın;  “Musallada namazımı kılacak kul bırakmadın” şarkısını söyleyecek derece… Demek istediğim odur ki, ruhtan arınıp, cesede dönüşüp, aynı kefene sarılanları bile son yolculuğunda torpilsiz uğurlayamıyoruz!

Dünya aleminde olmayan eşitliğin, gider ayak ölüm ile kondurulan musalla taşında olduğunu hep söyler dururuz. Ama öyle güne geldik ki, iki metrelik kefene sarılarak tabuta konulmuşların cenaze namazının kılınmasında cemaat arasında eşitsizlik yapıyoruz.

VAZİFESİZ MEMURLAR… 4

Şu sıralar, 3-4 yerden ben diyeyim “nemalanan” siz söyleyin “maaş alan”, imam desin “haram yiyen”lerden çokça söz ediliyor ya!

Atalarımızdan kalma hesabından kıssadan hisse paylaşalım dedik:

Sultan Mahmut söz arasında “vazifesiz memurlar” diye bir niteleme geçince müşabihi Sait Efendi’ye sormuş:

-Vazifesiz memur olur mu?

Olur efendimiz olur!

-Meselâ?

Meselâ sadrazamın imamı, şeyhülislamın berberi, bir de ben kulunuz…

-Anlamadım, neden vazifesiz olsunlar?

Efendimiz, sadrazamın dairesinde namaz kılınmaz imam maaşını alır! Şeyhülislamın başı keldir, saçı kesilmez, berber maaşını alır.

Bu kulunuz da bir iş görmem, lâf söyler ve maaşımı alırım!

ÖKÜZÜN TRENE BAKMASI GİBİ…

19 Mayıs gençlik ve Spor bayramı kutlanır mı kutlanmaz tartışması gündeme düştü bizlerde  bu akşam Bakanlar kurulu toplantısından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacak olan kararları bekliyoruz.

Oysa olup biten her şey çırılçıplak ortada iken, “Bu konuda ne diyorsun?” diye sorarak cevap bekleyenlere “uyuz olmaya başladım (!)” dersem inanın! “ At Gözlüğü ile baktığını görmeyene ne anlatacaksın?” diyeceğim ama akıl ile gözü birleştiremedikten sonra baksa ne olacak, bakmasa ne? Hele hele aklını Allah’ın kullanma yerine, başkalarına biat ederek teslim etmişler ise… Yani kendi gözleri ile bakmayı beceremiyorlar ise… Bu olsa olsa, “öküzün trene bakması” gibidir. Kıssadan hisse: Çocukken yaylaya atlarla ve yürüyerek giderdik. Yol güzergahında da atlara 3-5 kuruş karşılığında ot verenler olurdu. Atlar görevi yollarda arabaları devredince bir anda karşısında koca aracı gören satıcının; “Ye koca gözlerine kurban olayım ye” diye otu farlarına yakın ön kaportaya dayadığı anlatılır!

BETON DEĞİL, GÖK KUBBE…

Gök kubbe, Rahman ve rahim olan Allah’ın (cc) merhameti ile doludur. Ama ne yapılıyor? Gök kubbe ile kullar arasına şaşalı “Beton Kubbeler” inşa edilerek set çekilmesi yetmiyormuş gibi, bir de bunlara “Allah’ın Evi” denmiyor mu? Adeta, Allah’ın gerçek evinin yarattığı Gök Kubbe’nin altı olduğu unutturulmaya çalışılarak!

KISSADAN HİSSE…

İki arkadaş domuz tatile çıkmaya karar vermişler.

Biri; “Ben Miami’ye gideceğim”, diğeri ise; “Türkiye’den başka yere gitmem” demiş.

Arkadaşı; “Türkiye’den nereden çıktı?” diye soracak olmuş; “Orada her zıkkımı yiyorlar, ama domuz yemiyorlar” demiş!

Murathan Mungan”ın; “Türkiye’de her şey olabilirsiniz, ama rezil olmazsınız” demesi gibi bir şey!