Ana Sayfa Tokmak 12 Aralık 2021 1442 Görüntüleme

TOKMAK 13 Aralık 2021

Kur dediğin artar da düşer de ama…

Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki;
“Kur dediğin bugün artar, yarın düşer. Enflasyon dediğin bugün artar, yarın düşer.”
Doğru…
Döviz kuru dediğin artar da çıkar da…
Ancak…
Döviz kuru arttığında fiyatı artan ürünlerin, döviz kuru azaldığında fiyatı azalsa mesele yok…
Mesele şu;
Döviz kuru arttığında iğneden ipliğe her şeyin fiyatı artıyor…
Döviz kuru düştüğünde, her şeyin fiyatı azalmıyor…
Döviz kurunun artması fiyatları fırlatıyor ama döviz kurunun düşmesi nedense fiyatları düşürmüyor…

 

Dilenciler…

Gazetemize uğrayan sevdiğimiz bir büyüğümüz,  şehrin dilenciler ile ilgili yaşadığı sorunları anlatmaya başladı. Altınordu ilçemizde özellikle dışarıdan gelen yaşlısı, genci kadını, erkeği, çoluğu, çocuğu dilenciliği meslek edinmiş halde. Hem Altınordu ilçemizde yaşayan vatandaşlarımızı, cami cemaatini, hem de esnaflarımızı bıktırdılar. Sabah işe çıkar gibi dilenmeye çıkan çoluk çocuğu akşam işlen döner gibi evine rahat dönüp algısız vergisiz kazanç sağlıyorlar. Bu durum karşısında denetim yapan polis ve zabıtada bıkmış durumda. Buna köklü bir çözüm bulunması gerekiyor. Gün geçtikçe sayıları çekirge gibi arttı çünkü. Bu saatten sonra ne yaparlar, nasıl yaparlar bilemeyiz ama tek istediğimiz bu dilencileri ve dilenciliği bitirsinler. Altınordu ilçemizi dilencilerden kurtulsun” diyerek biraz sitem birazda nasihat vererek çayını yudumlayıp gitti..

Sahi bu sıkıntı son2-3 yıldan beri devam ediyorum ama çözüm noktasında nedense bir arpa yolu boy alamadık..

 

  Şeffaf Belediyecilik!

Ordu genelinde 19 ilçe belediye başkanlarının en çok güldüren fıkrası…

“Belediyeyi şeffaf yönetim anlayışı ile yönetiyoruz” cümlesiyle başlıyor.

Onlar için şeffaflık ne demekse?

Acaba kelimeyi ‘şef-faf’ diye bölüp, ‘Şefin dediği olur’ gibi bir anlam yükleyip, kendilerini de ‘şef’ ilan ederek mi tanımlıyorlar kelimeyi (!)

Öyle ya…

Ağızlarını açtıklarında…

“Biz belediyeye son derece şeffaf yönetiyoruz, tüm meclis toplantılarımızı hatta ihalelerimizi internet üzerinden canlı veriyoruz” diyorlar…

Şeffaflığın tamamı bu!

Meclis toplantılarının canlı yayınla sosyal medya mecralarından verilmesi…

Meclis zaten halka açık yapılmak zorunda…

Sonra mecliste jet hızıyla geçtiğiniz maddeleri, orada bulunup el kaldırıp indirenlerin birçoğu bile anlamazken, vatandaşın o kararla yönetimin neyi amaçladığını ortaya çıkarma şansı yok…

Hepsi lafla algı yaratma çabası…

 

Klasik Cümleler!

Yıllardan beri yazıyorum çiziyorum söylüyorum,

Ordu’nun kadersizliği sadece çenelerin çalışması…
‘Cak’lar…
‘Cek’ler..
Siyasetçisinin, bürokratının hep ‘caklı ve cekli’ cümleler kurmaları…
İş icraata gelince de…
Mazeretler, mazeretler…
İşte size klasik cümleler:
“Ordu’nun büyük potansiyeli var!”
Bir başkası…
“Ordu’nun geleceği parlak!”
Bir tane daha…
“Ordu bölgenin gelecekteki yıldızı!”
Ancak bu GELECEK denilen zaman…
Nedense Ordu’ya bir türlü gelemiyor!
Getirilemiyor…

Düşündünüz mü sizce niye veya neden..

Neyse, bazen susmak bile çok şeyi anlattığına göre bizde susalım!

 

  LİDER!

Bu kentin bir lidere ihtiyacı var…
Ordu’da yaşamış…
Ordu’da büyümüş…
Hala Ordu’da yaşamını sürdüren…
Bu şehrin sorunlarına yakından hâkim…

Acısını yüreğinde yaşayacak, sevincini samimi olarak

paylaşabilecek  her sofraya oturabilecek..
Ağabeylik yapabilecek…
Sadece kentin zenginin değil…
Yoksulunun, ihtiyaç sahibinin, işsizinin, aşsızının derdini de savunabilecek…
Gerektiğinde ‘Ben Orduluların  temsilcisiyim/ ağabeyiyim’ diyerek herkese posta koyabilecek…
Adil…
Dürüst…
Geçmişinde ‘lakap’ sahibi olmamış…
Talimatla Ordu’ya gönderilmemiş…
Bu halkın içinden çıkmış…
Halkın güveneceği…
Bir lidere ihtiyacı var!
İşte bu kent o lideri bulduğunda ancak bir başka güzel olur…

 

 

Dershaneler ve Öğrenciler.

Geleceğimiz olarak gördüğümüz gençlerimizin tükenilmişliğini sadece seyrediyoruz onun için hepimize yazıklar olsun.

Dershaneler eskiden öğrencilerin bilgi tazeleme ve kazanım yaptığı arkadaşlık bağlarının olgunlaştığı sosyal eğitim kurumlarıydı.

Dershaneler o kadar disiplinliydi ki öğrenciler dershanelere gelmek istemiyorlardı.

Nedeni o yıllarda Dershane sahipleri kazanacakları parayı değil topluma kazandıracakları öğrencileri yarına nasıl daha iyi hazırlarız onu düşünüyorlardı ama şimdi dershaneler öğrencileri para basan makine gibi görüyorlar.

Öğrencilerin giyim kuşam ve davranışlarını mecburen görmezden geliyorlar.Kız erkek Öğrenciler ağzında sigara öğretmenleri ile istediği gibi konuşuyor hatta onunla 40 yıllık arkadaşmış gibi öylesine sohbetler ediyorlar!

Yani fazla detaya girmek istemiyorum anlayan zaten anlamıştır ama bu şehrin Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ne yapar neden bu kurumları denetlemez onu da anlamış değilim..

Allah’ını seven Osmanpaşa caddesi üzerindeki dershaneleri gelsin görsünler sonra belki vicdanları sızlarda önlemler alırlar..

İlginizi çekebilir

TOKMAK

TOKMAK

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri