Ana Sayfa Yazarlar 3.11.2022 369 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Aynaya bakmamız gerek !..

Bu mesleği aralıksız olarak 40 yılı aşkın süredir yapıyorum.

Bu nedenle de Ordu ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu biraz irdelemek istedim. Öyle ya işimiz sadece karşı tarafı eleştirmek değildir sanırım. Aynada kendimizi de görmemiz gerekir. Bunun için ise önce aynaya bakmamız şarttır.

Aynaya baktığımızda kentimizde gazeteciliği nasıl yansıtıyor bu sırlı cam? Bakıyorum da Ordu’da gazeteciliği yapmak için kollarını sıvayanların öncelikle patronaj katında gazetecileri göremiyorum. Gazeteciler yerlerini sermayeye bırakmış durumdalar. Peki, sermaye neden gazete çıkarır? Herhalde kentindeki vatandaşların bilgilendirilmesi amacıyla değildir. Ya neden?

Kısacası manipülasyon (hileli yönlendirme) için. Yani gerçekler umurlarında bile değildir. Sermaye, okların kendilerine değmemesi için kalkan olarak kullanmaktadır medyayı. Yaygın ve yerel medyanın büyük bölümünün hileli yönlendirme için kullanılması durumunda, çalışan gazetecilerin de büyük bölümünün bu hileli yönlendirme içinde yer almadığı savunulabilir mi?

Genel seçimler yaklaşıyor.Geçmişte örneklerini gördüğümüz gibi, mevcut belediye başkanları yeniden aday olabilmek adına olsa gerek yaptıklarını vatandaşa gösteriyorlar. Belediye başkanları, vatandaşları gezdirip hizmetlerini gösteriyorlar.

Tabi bunun için de belediyelerine bir hayli harcama yaptırıyorlar.  İşte tam da burada yine medya devreye giriyor. Yaratılmakta olan yandaş medya haberleri kocaman kocaman veriyor ve vatandaş hizmetleri öğreniyor. Bu arada belediyelerdeki bazı memurların da demeçler vererek hadlerini aştıkları medyada yer alan haberlerden anlaşılıyor.

Ordu’da aykırı ses veren medya kuruluşları da “Bastır parayı satın al, sesini kıs” anlayışına kurban ediliyor ve böylece çok seslilik değil de tek seslilik yaratılıyor. Bazı direnenlerin akıbetlerinin ne olacağı ise meçhul…

Gelelim sorumuza.

Gazeteci tarafsız mı olmalı?

Bu satırların yazarı (yani ben) bu konuda şöyle düşünüyor: Gazeteci asla tarafsız olmamalı. Gazeteci taraf olmalı.

Ancak yaşadığı ülkenin bayrağı, toprak bütünlüğü ve sınırlarının korunması adına, yaşadığı kentin insanlarının hayat standartlarının yükseltilmesi adına, insanların hileli yönlendirilmesinin önüne geçilmesi ve doğruları öğrenmeleri adına taraf olmalı. Gazeteci, özellikle seçim dönemlerinde belediye başkanlarının borazanı durumuna düşüp sadece yaptıklarını yazmamalı. Yapmadıklarını, hatalı yaptıklarını da yazmalı.

Maalesef, bu şehirde gazetelerde o kadar az gazeteci kaldı ki…

Belediyelerin yapmadıklarını ve hatalı yaptıklarını kim yazacak?

Eskiden gazeteler okurların ellerini boyardı. Şimdilerde ise bazıları okuyucularının ellerini yağ içinde bırakıyor.

Boyalar mı yağlandı ne!

 

 

İlginizi çekebilir

AT İZİ İT İZİNE KARIŞINCA!

AT İZİ İT İZİNE KARIŞINCA!

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri