DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Ticari Ahlak!
Ahlak, insani değerlerin temel taşıdır…
Bir insan ahlaklı ise, onda adalet de merhamet de cömertlik de saygı ve sevgi de vardır!..
Kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakarlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlakın, sanatın, aklın ve bilimin esas alındığı ahilik; kısa yoldan köşeyi dönmek için hileli mal satan, eksik tartan, fırsatçı, karaborsacı ve yalancıların yükseldiği kapitalist sistem içinde yok edilmiştir…
Üç kuruşluk kazanç için tüyü bitmemiş yetim hakkına göz diken adamların işadamı kisvesi altında toplumda yer edinmeleri, maalesef ahlaksızlıklara prim yaptırmıştır… Herkes her şeyin farkında ve kimin ne olduğunu biliyor aslında… Tıpkı, ismi bende saklı okuyucumun ” Ordu’da sevgi büyürse” başlıklı yazıma yaptığı yorumdaki gibi… “Temel Bey, iyi niyetle yazmış olduğunuz bu köşe yazısı için teşekkür ederim. Ordu’nun potansiyeli yadsınamaz bir gerçek. Ancak, yazınıza ilave olarak (Ticaretle uğraşan biriyim) söylemek isterim ki, Ordu’da her şeyden önce ahlaklı tüccarlara ihtiyaç var”… Bu satırları okuduğumda, 6-7 yıl önce bizzat yaşadığım bir olayı hatırladım…Tanıdıklardan alışveriş yapmak adetimdir. Evin temel ihtiyaçları değil sadece, yiyecek, içecek ve ne varsa… Al peşin ver peşin!.. Bazen kredi kartına taksit yaptırmanın dışında çek-senetle işim olmamıştır!..
Bir gün arkadaşımın evinin parkesini yaptırmak için yardım istedi tanıdık var mı diye… Bende yıllardan beri tanıdığım bir arkadaşa götürdüm. Kendisi işyerinde yoktu. Amcasının oğlu beni tanımıştı. “Metrekaresi 43 lira ama abim gelince bir indirim yapar” dedi. Pazarlık bile etmedik… Arkadaşımın evinde işleri bitince yanıma geldi ödeme yapmak istediğini söyledi bende arkadaşa telefon edip, borcumuzu sordum… “Verirsiniz sonra” dedi. “Hayır, arkadaş yanımda ödeme yapmak istiyor “ deyince, metrekare fiyatının 45 lira olduğunu söyledi. “Ne diyorsun, 43 lira dediler, sen 45’e çıkardın” dedim. Kem-küm etti, kapattım telefonu. Hemen, arkadaşla iş yerine giderek ödemeyi yaptık… Onun bu sahtekarlığından kazancı 400 lira civarındaydı… O günden sonra ne kapısından geçtim ne de selam verdim… Sevgili okuyucumun yorumuyla aklıma gelen bu olay; küçük paralarla ucuz duruma düşenlere “esnaf” ya da “tüccar” denilmesinin gerçek manadaki esnaf ve tüccara haksızlık olduğunu bir kere daha hatırlattı… Toplumun her kesiminde ahlakı geliştirmek; bir anlamda ahiliği yaşatmaktır!.. Para kaybedilebilir yeniden kazanılabilir de… Ancak ahlak kaybolduğunda onu yeniden bulmak mümkün değildir… O yüzden ahlakı koruyup, kaybetmemeye bakmak lazım!..