Ana Sayfa Yazarlar 29.10.2020 727 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

CUMHURİYETİ ANLAMAK…

Atatürk, Mudanya deniz yolu ile Bursa’ya gidiyordu. Kalabalık bir halk kitlesi iskelede etrafını çevirmiş bulunmakta idi. Bir kadının, elinde bir kâğıtla Atatürk’e yaklaştığı görüldü. İhtiyar, zayıf bir kadındı. Ata’nın yolunu keserek titrek bir sesle:
– Beni tanıdın mı oğul? dedi. Ben sizin Selanik’te komşunuzdum. Bir oğlum var; devlet demiryollarına girmek istiyor. Siz onu alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine işe almamış…Ne olur bir kere de siz söyleseniz.
Atatürk’ün çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı… Elleriyle geniş jestler yaparak ve yüksek sesle :
– Oğlunu almadılar mı? dedi. Ben tavsiye ettiğim halde mi almadılar mı? Ne kadar iyi olmuş… Çok iyi yapmışlar… İste Cumhuriyet böyle anlaşılacak…
Kadın kalabalığın içinde kaybolmuştu. Ve Atatürk adeta vecd (çoşku) dolu bir sesle:
– İşte Cumhuriyetten beklediğimiz netice… Diyordu.
Biz bu diyalogun üzerinden, neredeyse bir asır geçmesine rağmen, bugün hala liyakat ve liyakatsizliği konuşuyoruz…
Bugün hala, Bakanların, vekillerin, iktidar aktörlerinin devlete yerleştirdiği niteliksiz insanları konuşuyoruz.
Biz bugün hala, KPSS sınavında en yüksek puan alanların mülakatta elenip, yerlerine torpil ile en düşük puanı alanların devlet kadrolarına alındığını konuşuyoruz.
Ve biz bugün hala…
Bundan bir asır önce “İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak” diyen o dahi insanı bir türlü anlayamayan ve anlamak da istemeyenleri konuşuyoruz…

Ve Ne Gariptir ki; 97 yıl değil 100 yıllar sonrada konuşamayada devam edeceğiz….

 

 

İlginizi çekebilir

Bilim ve Film!

Bilim ve Film!

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri