DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Yorgun Beyinler
Ne garip bir şehirde yaşıyoruz…
“Bit Pazarı” gibiyiz yani ne ararsan var!
Zaman zaman yazarım bu şehirde yaşamayı hak edenler ve etmeyenler diye tanımlanan iki grup insan türü var..
Birde bu şehrin yıllarca kahrını çeken köşesine çekilmiş yorgun insanları var..
Ben bunları bit pazarındaki yapma çiçeklere benzetiyorum. Hani şu sapı telli olup da eğilip bükülen ama bir türlü kırılmayan, hatta yıkanınca parlayan dipdiri duran ucuz plastik çiçeklere… Genellikle pembe güldür onlar; bir türlü eskimezler, yıllara inat kırılıp dökülmezler. Günümüzün eğitim görmüş, kumaştan yapma çiçekleriyle kıyaslanınca karikatür gibidirler. Yaprakları iflasın kıyısındaki bir plastik atölyesindeki tek kalıptan çıktığı için her zaman simetrik ve mükemmeldir. Sapındaki plastik dikenlere kadar çiçek gibidirler, ancak çiçek değildirler. Ne kokarlar ne de zamanı gelince yaprak yaprak açıp odayı doldururlar. Zamanın atölyesinde bir kere açmış ve öylece kalmışlardır.
Bu devirde artık hiç kimse bu plastik bit pazarı güllerine rağbet etmiyor. Bakıp geçiyor. Bu yüzden pazardaki adam onları toplayıp demet yapıp, pet şişe fiyatına hurdacıya veriyor. Karşılığında tezgâhına termos, fener filan koyuyor. Anılarla dertlenmek yerine satıp evine ekmek götürmek için işine bakıyor…
Yorgun beyinler, ikbal çukurlarında “doyurucu bir kefen parası için” pusuya yatsa da zaman durmuyor.