Garip ama gerçektir ki,bu şehre yıllardır verilen sözler var…
Verilen bu sözler ısrarla ve yıllardır yerine getirilmiyor…
Şehrin seçilmiş  siyasetçilerine  sık sık hatırlatıyoruz verilen fakat yapılmayan sözleri ama “bana mısın demiyor”
Yazdıklarımız havada kalıyor, umursanmıyor…
Hal böyle olunca…
Yani…
Artık yazıp-çizmenin de bir anlamı kalmadığını görünce, kendi kendimize bir karar aldık.
Kendi kendimize “bunlar bir dolu söz verdi. O sözlerin hiçbirini yerine getirmedi. Bundan sonra da getirmeyecekler. O yüzden sürekli ‘Neden yapılmıyor?’ diye hatırlatarak,  kendimizi de okuyucuları da boş yere sinir etmeyelim” diye bir kara aldık.
O yüzden bugün bu köşede “Hiç olmazsa Eşek fıkraları anlatalım” istedik…
Belki derlediğimiz Eşek fıkralarının içinde, “söz verip de yapmayanlar da onlara inanıp umutlanan bizler de kendine pay çıkartacak bir şeyler bulur!” diye düşündük…
***
Çobanın köy yerindeki lâkabı “eşek” imiş. Eşek aşağı, eşek yukarı…
Karısı dayanamamış:
“Ula herif” demiş “Git ağaya yalvar, yakar senin bu lâkabını değiştirsin. Benim artık insan içine çıkacak halim kalmadı!”
Çoban, karısının baskısı ile ağaya gitmiş, biraz sonra güle oynaya gelmiş:

“Değiştirdi, değiştirdi! Artık bana eşek demeyecekler!”
“Ya ne diyecekler?”
“Artık lâkabım değişti, bana sıpa diyecekler!”
Karısı “Allah müstehakını versin” demiş “Sen yine büyür, eşek olursun!”
***
Kurt ile Eşek başlamış tartışmaya…
Kurt: Çimen yeşildir.
Eşek: Çimen sarıdır.
Sonunda konuyu orman kralı aslana anlatmışlar.
Aslan kurt’a bir ay hapis cezası, eşeğe de özgürlük kararı vermiş.
Kurt şaşkınlıkla aslana yaklaşmış ve sormuş:
Hakikaten sen de çimeni sarı mı görüyorsun?
Aslan: Hayır çimen yeşildir.
Kurt: O halde neden bana 1 ay hapis cezası verdin?
Aslan: Eşekle tartıştığın için…
***
Eşek demiş “tilki kardeş ben aslan olmaya karar verdim, ne yapmalıyım?”
“Kulakların, kuyruğun uzun, onları kes” demiş tilki.
Eşek kesmiş kuyruğu, kulakları.
“Oldu mu” demiş “aslan olabildim mi?”
Tilki sırıtarak “bırak aslan olmayı artık eşek bile değilsin” demiş.
***
Bir milletvekili bir gün meclis kürsüsünde, kendisine laf atan vekillere dayanamaz:
– “Bu meclistekilerin yarısı eşektir!” der ve iner kürsüden.

Bunun üzerine meclis karışır ve herkes kendisinden sözünü geri almasını ister.
Arkadaşlarının da ricası ile tekrar kürsüye çıkar ve keskin zekâsını gösteren ve vekilleri rahatlatan şu sözleri söyler:
– “Bu meclistekilerin yarısı eşek değildir!”
***
Küçük Ahmet, yaşlı bir çiftçiden 500 liraya eşek satın alır. Ama çiftçi eşeği sabah verecektir.
Sabah gelen Ahmet’e yaşlı çiftçi;
-oğlum eşek dün gece öldü., parasını da yedim bitirdim, der.
Küçük Ahmet Çiftçiye;
-Ben eşeği yine de istiyorum.
-Ölü eşeği ne yapacaksın?
-Ölü olduğunu söylemeyeceğim, tombala düzenleyip satacağım.
Aradan bir ay geçer, yaşlı çiftçi Ahmet’e rastlar ve sorar;
-Eşeği ne yaptın?
-Tombalaya koydum 10 liradan 500 kişiye bilet sattım. 5000 bin lira kazandım..
-Peki, ölü olduğunu görünce kızmadılar mı?
-Yok ya… Sadece kazanan adam kızdı, ona da 10 lirasını geri verdim çok sevindi.
Ahmet büyür, siyasetçi olur, eşeklerin sırtından para kazanmaya devam eder!