DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Yalan ve Sermaye
Dilin kemiği yok her şey söylermiş…
Öyle derlerdi atalarımız..
Bir büyüğüm ile sohbet ederken konu döndü dolaştı dedikodu iftira ve yalana geldi..
Bu şehirde eskiden yalan konuşma ayıp iftira atmak gıybet yapmak günahtı diyen Muzaffer amcam biz o tarihlerde işten güçten yorgun düşer sadece hafta sonları dostlarımızla bir yerde toplanır sohbet ederdik ama asla kimseyi çekiştirmez yakıştırma yapmazdık derken bu günlere çok üzüldüğünü ifade ediyordu.
Çok konuşturma beni namaz vakti geliyor sadece şunu söyleyeyim bu şehri bu hale bizler getirdik suçlu aranmasın hepimiz suçluyuz dedi ve abdestini tazelemek üzere yanımızdan ayrıldı.
Haklıydı Muzaffer amca ama bu saatten sonra yapılacak hiçbir şey yoktu..
çünkü sevgi saygı tükenmiş kişi menfaati öne çıkmış bir şehirde başka bir şey beklemek biraz hayal olurdu.
Oysa,
Bütün medeniyetlerde, bütün dinlerde ve bütün kültürlerde ahlak kuralları vardır. Yani insanların birbirlerine nasıl davranacağının kurallarından bahsediyoruz ve buna ahlak diyoruz. Buna göre, ahlaklı insanlardan meydana gelen bir toplumun güvensiz ve mutsuz olması mümkün değildir.
Kendini, olduğundan başka bir yapı ve karakterde göstermek ahlak dışılıktır. Belirsizlik söz konusudur. Hele yalan söylemek bütün kötülüklerin anası sayılır.
Bakıyorsunuz, yalan söyleyen dinden çıkar diyenler daha çok yalan söylüyorlar. Görev ve yetkisi büyüdükçe yalanı da büyüyor. İnsanoğlunun güvenli toplum içinde yaşayabilmesinin bazı şartları vardır.
Toplum sermayesi (sosyal sermaye de denir) denilen bir kavram vardır. Doğrudan paranın gücü dışında, insanlar arasında var olan sanattan maneviyata, edebiyattan hitabete, inanca, hukuka, helal kazanca ve yardımlaşma duygusuna kadar değer ölçülerinin tümünü içine alır. Bu toplum sermayesini nasıl anlarız, göstergesi nedir derseniz, cevabı kolaydır: İnsanlar arasındaki güven duygusu ve bu duygunun pratikteki işleyişidir.
Güven, toplum içindeki mutluluk veren genel ahlakın olumlu göstergesidir. Yalan ise ortak değerlere dayalı toplum sermayesinin olmadığının göstergesidir. Yani, yalanın olmadığı, toplum kurallarına uyulan, tek kelimeyle ahlaklı toplumlarda görülebilen güven içinde yaşanılan bir toplumdaki yaşama halinden bahsediyoruz.