DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
YALAN SÖYLERKEN İNANDIRICI OLMAK İÇİN…
Behçet Kemal Çağlar’ı bir seminerde konuşması için davet ederler.
Salon tıka basa doludur.
İçeri girer, masanın başına gelir, salondaki insanlara bakarak:
-“Seminere birazdan başlayacağız. Fakat önce bir şeyi öğrenmem lazım. Tevfik Fikret’in son şiiri olan “Yalana övgüyü” içinizde kaçınız okudu?”
Salondaki çoğu dinleyici el kaldırır.
Yazar konuşmasına devam eder:
-“Demek ki doğru yere gelmişim. Tevfik Fikret’in böyle bir şiiri hiç olmadı!”
***
Yalan her alanda özellikle de son günlerde siyasette o kadar hayatımıza girdi ki sormayın gitsin…
Oy alabilme uğruna olmadık yalanlar rahatlıkla söylenir, bu yalanlara yalan olduğunu bile bile inanılır oldu.
***
Peki bir insan yalan olduğunu bildiği bir yalana neden inanır?
İşte bunun bir araştırması yapılmış.
Çıkan sonuç şu:
-Yalan söylerken inandırıcı olmak için bu işi iyi bileceksin.
-Öncelikle aynı yalanı ısrarla söyleyeceksin.
-Bağırarak çağırarak söyleyeceksin.
-Yalanları peş peşe söyleyeceksin ki dinleyen doğru olup olmadığını düşünmeye vakit bulamadan, diğeri gelsin.
Ve son olarak da…
-Yalanını yakalayan ve yüzüne vurmaya kalkana “yalancı” diyeceksin.
***
Galiba bugün siyasette kullanılan yöntem bundan ibaret…
Aksi takdirde yalan olduğunu bile bile yalana inanmanın başka bir izahının olduğunu zannetmiyoruz…
Ne diyelim?
İyi ki yalandan kimse ölmüyor!