DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
VEZİR VE REZİL…
“siyaset ekip işi” derler…
Doğrudur; siyasette başarı sağlam ve düzgün bir ekiple birlikte gelir.
Diğer taraftan…
Siyasette başarısızlığın gerekçesi olarak da çoğunlukla “ekip” gösterilir…
“Doğru dürüst bir ekibi yoktu” ya da “Ekibine hakim olamadı” falan denir…
Kısacası…
Başarıya giden, ya da başarısızlıkla sonuçlanan yolda, ekibin ve ekip çalışmasının çok ama çok büyük önemi vardır…
İyi bir ekibin tek amacı, lideri hedefe taşımaktır.
Bu amaç doğrultusunda asla yapmaması gereken tek şey ise, kendisini liderin yerine koymamak, liderinden habersiz, lideri adına inisiyatif kullanmamak ve liderini zor durumda bırakacak kararları kendi kafasına göre almamaktır.
Ne yazıktır ki, liderini bir hedefe taşıma yolunda oluşan ekiplerin süreç içinde yakalandığı en büyük hastalık bu sözünü ettiğimiz “lider adına inisiyatif kullanmaya başlama” hastalığıdır…
Çevrenize şöyle bir baktığınızda çoğu yöneticinin gerek kamuoyunda gerekse ait olduğu topluluk içinde en fazla eleştirildiği hususların başında “Kraldan çok kralcı” tabiriyle birlikte anılan ekipleri gelir…
Bu eleştirilerin çoğu, somut örnekleriyle sabit olan haklı eleştirilerdir.
Sonuç olarak…
Yöneten kişiyi vezir yapan da, rezil yapan da en yakınında bulunanlar, yani ekipleridir…
Ekibindeki kişilerin görev ve sorumluluk alanlarını bir çerçeve içine alarak sınırlayabilen, hareket ve inisiyatif kullanma kabiliyetlerini kontrol altında tutabilen yönetici her zaman kazanır…
Kendisine tanınan yetki ve sorumlulukları, ekibindeki insanların sınırsızca kullanmasına göz yuman yönetici ise her zaman kaybetmeye yakındır…
Zira…
Kendi düşüncesi olmayan yanlış kararların kamuoyu karşısında sorumluluğunu üstlenecek ortadaki tek kişidir…
Netice itibarıyla, yönetenler açısından “Başarı ekiple gelir, ekiple gider” gibi bir durum var ortada…
Var olan bu durumun ortaya koyduğu tek gerçek de, yönetenin ekibine sahip olup olamadığında gizli olsa gerek…