Seddar Yavuz

19 Şubat 2017

Değerli Arkadaşlarım,

Türkiye’de yaşayan ve Türk Milletini oluşturan Müslüman hiç bir Etnik unsur azınlık değil aksine asli ve kurucu unsurdur.

Ülkemizde yaşayan Kürt, Arap, Boşnak, Çerkez ve diğer Etnik kökenlerden gelen Türkiye Cumhuriyeti Devleti Vatandaşlarımızdan herhangi birinin Teorik ve pratik olarak Cumhurbaşkanı olması mümkün müdür ? Bu sorunun cevabı kesinlikle evettir. Ülkemizde yaşayan herkes hangi etnik kökenden gelirse gelsin devlette en üst makamlara seçilmekte ve atanabilmekte, en önemli işadamları olabilmekte, ülkemizin her bir şehrinde ikamet edebilmektedir.

Anayasamız Etnik kökeni değil, vatandaşlığı esas almıştır.

Türkiye Kubbetül İslam olma özelliğini taşımakta dünyanın dört bir yanından mazlumlar ülkemize sığınabilmekte ve öteki değil ev sahibi sıfatıyla ülkemizde yaşayabilmektedir.

Sadece müslümanların sığındığı bir ülke olarak tanımlamak da haksızlık olur. Örneğin Nazım Hikmet’in dedeleri Osmanlı’ya sığınmış Osmanlı savaşı göze alarak iade etmemiştir. Daha sonra Nazım Hikmet’in dedesi Müslüman olmuş Balkanlar’da savaşırken şehit düşmüştür.

Suriye’de ve İran’da yaşayan Kürt Kardeşlerimizin durumuna birlikte bir göz atalım.

Suriye’de ne dün ne bugün Kürtler vatandaş değildirler. İşçi, memur olamaz mülk edinemezler.

İran’da ise halen seyahat özgürlüğü yoktur.

PKK , PYD, PJAK, kurulduğu günden bu yana Suriye Rejimine karşı bırakın silahlı mücadele yapmayı onun destekçisi olmuştur. PKK Suriye’de herhangi bir hak arayışında bulunmamıştır. Şimdi ise Esed rejiminin en önemli destekçisi olmaya devam ediyorlar.

Eğer Kürtlerin hakkını savunacaksanız gidin bu hakları Suriye’de İran’da ve Irak’ta arayın Türkiye’de değil. Kürtler Türkiye’de azınlık değil kurucu unsurdur.

Türklerle Kürtler 1071 Malazgirt Zaferi ve Toplumsal Sözleşmesi ile bir araya gelmiş ve tek Millet olmuştur.

PKK ve yandaşlarında zerre samimiyet olsa Suriye’de Irak’ta ve İran’da hak arayışı içinde olurlardı.

SON SÖZ; BU MİLLET SİZDEN DE EFENDİLERİNİZDEN DE HESAP SORACAKTIR.