Ana Sayfa Yazarlar 17.06.2019 662 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Üretim ”İN” Tüketim “OUT”..

Bir şehrin  zenginliği ile o şehirde yaşayanların refahı üretime bağlıdır.
Üretim ekonominin kalbidir.
Üretip, ürettiğini sattığın müddetçe, yaşadığın şehrinde işler iyi gider.
İşsizlik diye bir derdiniz olmaz.
Devletin topladığı vergiler artar.
Vergilerin artması halkın daha çok hizmet almasını sağlar.
Üretimle kazanılan para yeni yatırımların kapısını açar.
Bir şehre dışarıdan para girdiği müddetçe kültür, sanat, spor, sosyal yaşam, kısaca aklınıza ne geliyorsa artar.
Sonuç olarak.
Bir şehrin ekonomisi üretim ile kurtulur.
Üretimin olmadığı şehirler işsizliğe ve sefalete mahkûmdur.
Bu yüzden hükümetler üretime önem vermeli, üretimi teşvik etmeli ve üretimin önündeki engelleri kaldırmalıdır.
Ama-Fakat-Lakin…
Son yıllarda başta köyde yaşayan çiftçilerimizde de üretim yapmayı enayilik gibi görmeye başladı.
Sadece Köylerimizdeki üretim değil,, Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların durumundan da kolaylıkla anlaşılıyor ki, üretim yapmaktan vazgeçenler fabrikalarını ya depo olarak ya da bir başka üretim yapmak isteyenlere kiraya verebilmeme yolunu seçiyor.

Zira…
Kiraya vermesi halinde alacağı parayı, yaptığı üretimle alamıyor.
Üretim her geçen gün azalıyor.
İşçilerin çalıştığı fabrikalar depo oluyor.
İşsizlik artıyor.
Üretim olmadığı için katma değer yaratılamıyor.
Katma değer olmadığı için vergi doğmuyor.
Vergi toplanamıyor ve bu yüzden yatırımlar yapılamıyor.
Toplum zenginlikte, sanatta, kültürde, sporda, kısaca her alanda refah içinde olamıyor.

Kısacası üretim yerini tüketime bırakıyor ..

İlginizi çekebilir

3 Çeşit Partili

3 Çeşit Partili

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri