Dünyanın dört bir yanında çocuklarıyla bir araya gelen anneler için adeta bayrama dönüşen bu güzel gün, bazı anneler için ise hüzün vesilesi oldu. Koronavirüs salgınının en büyük savaşçısı olan sağlıkçı anneler, aylardır aileleriyle aralarına sosyal mesafe koyarak yaşamaya çalışıyor. Kimi anneler kilometrelerde uzaklıktaki memleketine gönderdi çocuklarını, kimileri ise ‘sosyal izolasyon şart’ diyerek evini ayırmak zorunda kaldı. Bazı sağlıkçı anneler ise aynı evde dahi olsa, çocuklarının sesini kapalı kapılar ardından duyarak bir parça moral bulmaya çalışıyor.
Yeni Şafak Gazetesi bugün “Onlar Çocuklarına Sarılamıyor” manşetiyle çıktı. Türkiye’nin Anneleri olarak gösterilen sağlık çalışanları arasında Ordulu bir hemşire de yer alıyor. Ordulu olup İstanbul Fatih Toplum Sağlı Merkezinde görevli Zülfiye Yalçın, Covid-19 salgınından görev yapıyor. 2 çocuğunu memleketi Ordu’ya eşini de kız kardeşine gönderen Yalçın onlarla ancak görüntülü görüşebiliyor.
Aybike Eroğlu’nun haberine göre;
Hemşire Zülfiye Yalçın da koronavirüs nedeniyle evlat hasreti çeken annelerden biri. Vakalar çıkmaya başladığında Eliz Cemre (3) ve Yiğit Ali (4) isimli çocuklarını memleketi Ordu’ya götüren Yalçın, “Çocuklar anneanne ve dedeyle beraber. Kızım daha küçük olayın pek farkında değil ama oğlum her şeyin farkında. Bilinçli bir şekilde sürekli ‘kavuşmak istiyorum’ diyor. Kavuşamadığımız için benimle konuşmuyor. Eşim de kardeşinde kalıyor, sadece görüntülü konuşabiliyoruz. Evde tek başıma kalıyorum Geçtiğimiz günlerde babam çocuklara, ‘sizi köyde arabayla gezdireyim mi demiş. Oğlum hemen atılarak, ‘virüs mü bitmiş, gidiyor muyuz yoksa’ demiş. Bunu duyunca da ben bittim” diye anlattı.