Ana Sayfa Tokmak 26 Kasım 2023 788 Görüntüleme

TOKMAK

Bu Uygulama Hiç Adil Değil…

Devletin kendi alacakları için uyguladığı gecikme faizi yüzde 36’dan yüzde 42’ye çıkartıldı…

Devletten alacağınız varsa vatandaşa uygulanacak olan faiz oranı ise 2006 yılından bu yana hala yüzde 9 olarak uygulanıyor.

Yani…

Devlete 100 bin lira borcunuz var ve bir yıl bu borcu ödeyemediniz.

Bir yılın sonunda ödeyeceğiniz para faizi ile birlikte 142 bin liraya çıkıyor.

Öte yandan…

Devletten kamulaştırma ya da benzeri bir konuda 100 bin lira alacağınız var. Devlet bir yıl bu parayı ödemedi. Bir yıl sonra alacağınız para 109 bin lira tutuyor.

Türkiye’deki uzun yargılama süreçleri göz önüne alındığında ve yıllık enflasyon oranlarının yüksekliği hesap edildiğinde, devlet alacağına Kartal, vereceğine de Karga olmaya devam ediyor…

Bu hiç adil değil…Üstelik bu devletin alacağını alırken de vereceğini verirken de vatandaşı son derece mağdur eden bir faiz sistemi.

Üstelik bu sistemin uygulanmasına o kadar yakınmalara ve mağduriyetlere rağmen 18 yıldır mütemadiyen devam ediliyor…

 

 

 

GİTME BE ARKADAŞ!

Bazı seçmenlerin, istedikleri isimlerin aday yapılmadığı takdirde seçimleri protesto edeceklerini duyuyoruz.

Protesto ne demek bunun yolu belli aslında.

Madem protesto edeceksin, sandığa oy kullanmak için gitmezsin, olur biter…

Yok…

Sandığa kadar gidiliyor.

Oy pusulaları ve zarfı alınıyor.

Ya oy pusulasının üzerine kalemle yazılar yazılıyor, ya da mühür her partiye vuruluyor.

Böylece, geçersiz oy atmak suretiyle seçimler protesto ediliyor.

Son yapılan seçimde de hatırlarsanız bir dolu geçersiz oy pusulası çıktı…

Diyeceğimiz o ki, seçimi protesto etmek isteyen oy kullanmaya gitmesin be arkadaş!

Bize de sandıklardan çıkan geçersiz oyların sayısına hayret edip, “Bir oy bile kullanamayan insanlar var” düşüncesi içinde mahallelere göre geri zekâlılık dağılımı haritası çıkartmaya kalkmayalım…

 

 

 

 

Müdürsün Müdür!

Tamam anladık sırtını değil arkanı dayamışsın dayadığın yerlere müdürsün!

Bu kadarda kasılmana gerek yok!

O oturduğun makamın ismini, kendi ismin önüne koyma.

Kasılarak oturduğun o makamın geçici olduğunu bil!

Senden önce de o makamlarda çok insan oturdu.

Makamı başının üstünde taşıma!

Taşırsan başın döner yanlış işler yaparsın.

Makam değil, güçlü olan sen ol!

Ama haddini de bil!

Makamının gücünü yasalardan yana kullan.

Görevin bittiğinde de o makamı temiz devret.

İyi insan İyi Müdür olmak o kadar zor değildir.

Zor olan adil olmaktır.

Adil olacaksınız ve hiçbir zümreye veya kişiye; unvanından, zenginliğinden dolayı ayrıcalık göstermeyeceksiniz.

Haklının hakkını yasalar önünde savunacak ve hakkını vereceksiniz.

Adil olan insan.

Ahlakın övdüğü alçak gönüllü insandır.

Hiçbir şeyden korkmaz, yiğittir.

 

 

 

 

 

 

NEREYE GİDECEK BU İŞİN SONU?

Son iki yıldır artan enflasyonla birlikte fahiş artışa geçen ev kiraları ev sahipleri ve kiracılar arasında yoğun tartışma ve kavgalara sebep oluyor. Tartışmaların dozu ne yazık ki şiddet boyutunu bile geçmiş durumda.

Son bir yılda iki taraf arasında çıkan kavgalarda 20’ye yakın ölüm vakası ile yaralanmalar meydana geldi.

İktidar geçtiğimiz yıl kiralarda yaşanan fahiş artışlar nedeniyle kira artış oranına yüzde 25 zam sınırlaması getirmişti. Sonrasında söz konusu düzenlemenin süresi uzatıldı. Ancak bu sınırlamaya çok yüksek oranda uyulmadı. Yaşanan her tartışmanın faturasının sadece ev sahiplerine çıkması ise işin ilginç bir boyutu…

Bu işin sonunun nereye varacağını kimse kestiremiyor!

Kalıcı çözüm bulanmaz ise kira artışı konusuna, Allah göstermesin çok daha vahim olaylar yaşanacak gibi süreç her iki taraf için de kaçınılmaz olacaktır!

 

 

 

Çalışkan Muhtarlarımız…

Samimi söylüyorum Altınordu ilçemiz yaşayanları Mahalle Muhtarlarının verdikleri hizmetten dolayı çok şanslı.

Bakıyorum genç dinamik tuttuğunu koparan siyasete bulaşmayan sadece hizmet konusunda biraz üstleriyle didişen sonrada onlarla kol kola mahallerini gezen genç Muhtarlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum.

Bahçelievler’de Nazım Felek, Şarkiye’de Emre Yayla, Kirazlimanı’nda Nevin Gül, Düz Mahalle’de Hakan Cemal Aydın, Cumhuriyet Mahalle’sinde Uğur Özcan, Bucak Mahallesi Abdullah Şahin, Eskipazar Mahallesi İlhan Karaağaç, Kayabaşı Mahallesi Cengiz Güzelhan, Saray Mahallesi Sezgin Arslan, Zaferi Milli Mahallesi Buğra Gök, Yeni Mahalle Elvan Alan yakın tanıdığım isimler olarak mahallelerinin sorunları ve mahalle sakinlerinin özel sıkıntılarında her zaman çözüm ortağı olmuşlardır.

Ben bu arkadaşlarımızın görevlerine devam etmeleri taraftarıyım.

Tabi ki burada unutmamız gereken bir isim daha var oda Düzköy Mahalle muhtarı ve Altınordu Muhtarlar Derneği Başkanı Olgun Öztürk..

Her ne kadar köyünde ağacın dibinde ikram ettiği  kahveyi kahve bitmeden Yılların Berberimiz Rahmi ağabeyimize  ve İspirli Mehmet’e reklam yapmışsa da işini iyi yapan değerli bir arkadaşımızdır.

 

 

Hakkınız Ödenmez…

Ne kadar kıymetli olduklarını anladığımda ufacık bir çocuktum. Okula başladığım ilk gün bana sarılan iki kol, tebessümle bakan yüz ve ışıl ışıl gözleri ile hissettirdikleri bugün gibi aklımda. Hatta sesi kulağımda, kokusu burnumda. O yaşımda ilk öğretmenimin bana hissettirdiği anne şefkatinin, aslında verdiği eğitimin bir parçası olduğunu ve ilk temasla başladığını bugün daha iyi anlıyorum. Her davranışı, küçük bir çocuğun zihninde “ilk” karşılaşma ile oluşan ve onunla yetişkin yaşlara taşınan ”öğretmen” algısı için biçilmiş kaftan.

Güzel yüreği ile bana ve o yaştaki tüm arkadaşlarıma tanışmamız sırasında gösterdiği samimiyet, sevgi, ilgi, şefkat ve aynı zamanda da disiplin ile bir çocuğun yüreğinde nasıl yer tutulabileceğinin, aradan geçen yıllara rağmen nasıl unutulmayacağının ve sevgiyle anılacağının, bunlardan da öte eğitim-öğretimin ne demek olduğunun canlı bir kanıtı.

Bunları yazarken gözümün önünden geçen anılarda hatırladığım öğretmenlerimin isimleri, ses tonları, yaklaşımları ve hatta onlar için belki önemsiz ya da hatırlamadıkları fakat benim için önemli olan cümleleri bile aklımda.

Öğretmenlerimizden hayat bilgisini, matematiği, fen bilimlerini, tarih, coğrafya, sosyal bilimleri anlamayı, Türkçe ve edebiyatın önemini, dil bilmenin gerekliliğini, din kültürü ve ahlak bilgisini, beden eğitiminin katkısını, resim ve müziğin ruhu beslediğini, el sanatlarını, teknolojiyi ve her birimiz kendi meslek gruplarımıza göre bilgiyi öğrendik ama çok daha önemlisi bir yüreğe dokunmanın, öğretici bir iz bırakmanın ne demek olduğunu ve önemini yaşayarak anladık.

Kaybettiğimiz tüm öğretmenlerimizi saygı, sevgi ve rahmetle anarken, üzerimde emeği bulunan değerli öğretmenlerime, eğitime gönül vermiş, öğrenciler yetiştirmiş ve halen emek veren öğretmenlerimize teşekkürü borç bilirim.

İlginizi çekebilir

TOKMAK 7 EYLÜL 2020 PAZARTESİ

TOKMAK 7 EYLÜL 2020 PAZARTESİ

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri