ANKET…
Bir partinin Genel Başkanı seçim öncesi partinin durumunun ne olduğunu öğrenmek için bir anket firması sahibini davet ediyor.
Anket yaptırma niyetini anlattıktan sonra “Bana soracağınız bir şey var mı?” diye soruyor.
Anket sahibi “Bir değil iki sorum var” diyor ve sıralıyor soruları.
1-Anket karşılığında bana ne kadar para vereceksiniz?
2-Anket sonucunda partinizin oyunun kaç çıkmasını istersiniz?
***
Dünyaca ünlü prezervatif firması Türkiye’ye girmek için anket yaptırıyor.
Daha çok hangi uzunlukta ürün gideceğine dair yapılan anket sonrası piyasaya bol miktarda ürün sürüyor.
Fakat hiçbir ürünü satılmıyor ve firma pazardan çekilmek zorunda kalıyor.
Zira…
Ankette sorulan sorulara yanıt verenlerin çoğunun büyük boyutlu ürün kullandıklarını söylediği çıkıyor ortaya.
Istatistik biliminde üç çeşit yalan olduğundan söz edilir.
1-YALAN
2-KUYRUKLU YALAN
3-ANKET
Seçim öncesinin yaşandığı şu sıralar en çok üçüncü şık kullanılmaya başlandı
Malum; iktidarın da muhalefetin de amacı “Seçimleri kazanıyoruz” algısını topluma yutturmak, bu sayede psikolojik üstünlük sağlamak.
Bu amaç doğrultusunda da en uygun ve etkili araç olan anketlere baş vuruluyor.
Hiç hesapta olmayan, elemesi bile okunmayan isimler yaptırdıkları ankette birinci çıkıyor, hiç hesapta olmayan partiler koca koca belediyeleri kazanıyor…
Tabi yerseniz!
“Sohbet” edecek konumuz kalmadı.
Oynatmaya AZ Kaldı!
Arkadaş ne yapacağımı şaşırdım.
Pazara çarşıya çıkamaz oldum.
Son günlerde kimi görsem bu sözlere yakın şeyler duyuyorum.
İnanın on beş gün önce aldığım peynir, zeytine %10-25 arasında zam geliyor.
Arkadaşlarla sohbet konumuz hayat pahalığı yani enflasyon ve ay sonunu getirmeyen emekli maaş üstüne!
Dertleşelim desen onun dertleri seni gerdiği için sesini çıkartamıyorsun.
Gelelim günlük yaşantımıza: Isınmak için doğalgazı da tam yakamıyoruz. Havaların soğumasını istemiyoruz ama yağmursuz geçen günler de susuzluğun haberi olacak.
Doğalgaz da ilk faturamız gelsin de durum değerlendirmesi yapalım diyoruz. Sabahları soğuk olduğu halde yöneticimiz kaloriferi yaktırmıyor. Eskiden yanmadığı için şikayetçi olan apartman sakinleri sesini çıkarmıyor.
Evlerin elektrik faturaları insanları çarpıyor.
Ülkenin durumu hakkında kimse bir yorum yapamıyor?
Yorum yapanların halini sizlerde görüyorsunuz.
Emekliler evlerinden çıkamıyor. Nedeni de hayat pahalılığı. Ev de oturanlar da kendilerini dinledikleri için her türlü hastalığı kendine yakıştırmaya başladı. Neremiz ağırsa en son teşhisi koyup kanserim demeye başladık. Telefon ve görüntülü telefon görüşmesi yapan eşim arkadaşlarından aldığı haberlerle haline şükretmeye başladı. Herkes sinir hastası olmuş, çoğu “antidepresan kullanıyorum”
Benden söylemesi: oynatmaya az kaldı. Doktorum nerde!
Kötü Hareketler Bunlar!
Meskun mahalde ateşli silah kullanmak suç.
Ama; görüyoruz ki köylerimizde düğün dernek kutlamalarında gelenektir’ diye ses çıkarmıyor.
Oysa böyle bir gelenek yok.
Düğünlerde ve yapılan kutlamalarda sıkılan silahlardan çıkan serseri kurşunlar masum insanları yaşamdan koparıyor.
Çok kötü hareketler bunlar…
Sokağa çöp atmak yasak.
Cezası var.
Elindeki çöpü, çöp kutusuna atmak varken, ev önlerine ve kaldırım kenarlarına bırakmanın mantığı ne?
Her Mahallede sokakta hele caddelerde çöp konteynerleri var.
İşin bitince topla her şeyi, çöpe at.
****
İlkokulda ‘Ali topu at, Ayşe topu tut’ ile birlikte fişlerden yerlere tükürülmemesi gerektiğini de öğrenmiştik.
Anlaşılan eğitim yeterli olmamış.
Hala yerlere tükürmeyi marifet sayıyor tükürüyoruz…
Kötü örnekler o kadar çok ki…
****
Sürücü kurslarında, ehliyet sınavında, trafik işaretleri, motor ve direksiyon derslerinin yanında trafikte saygı kuralları da öğretilmeli.
Trafikteki davranışları ile ilgili sınava tabi tutulmalı.
Motorlu taşıtlar bir yana.
Motorsuz mobil taşıtlar var.
Kendilerini tüm trafik kurallarından muaf sayıyorlar.
Değiller…
Bu taşıtlar veya araçlar kaldırımları yani trafiğe kapalı caddeleri kullanamazlar.
Kimse ses çıkarmıyor.
Bütün cadde ve sokaklar onların tekelinde istedikleri gibi kullanıyorlar.
MERAK EDİYORUM!
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen Olağan Kurultayı’nda iki adaylı Genel başkanlık seçimi ilk turda Özgür Özel’in 682, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 664 oy alması üzerine ikinci tura kalmıştı. İkinci turda 812 oy alan Özgür Özel seçimden zaferle çıkarak CHP’nin 8.ci yeni Genel Başkanı oldu. Kemal Kılıçdaroğlu ise ikinci turda 536 oy alarak uzun bir tatili hak etti.
Şimdi ben CHP Ordu teşkilatında Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen eskicilerin durumunu merak ediyorum!
Yıllarca kaybettiği seçimlerle kendisine “Seçilemezoğlu” unvanı verilen Kılıçdaroğlu’nun paslanmış yol arkadaşlarının bu sabah biz paslanmaktan bıktık yenilenmek istiyoruz diyerek parti binasının önüne tezgah koyarlarsa hiç şaşırmam.
Trafik Magandaları…
Ordu Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerinin son günlerde vatandaşların sosyal medyada paylaşarak şikayetçi oldukları bir konudaki denetimlerini artırdığını görüyoruz.
Bazı eski model araçlar abartı egzoz diye bilinen aşırı ses çıkaran egzozlardan kullanarak akşam saatleri evlerinde oturan vatandaşlarımız rahatsız ettiği şikayetleri çoğalmıştı.
Bu araçların egzozlarından öylesine yüksek bir ses çıkıyor ki, o sırada çevrede bulunanlar büyük panik yaşıyor.
Sanıyorsunuz ki çevrenizde silahlı çatışma yaşanıyor.
Emniyet Müdürü Atilla Aksoy’da sanıyorum bu konuda artan şikayetler üzerine ekiplerini harekete geçirerek bazı noktalarda uygulamalara başlatarak kontrollerini sıklaştırdı.
Ekipler tespit ettikleri araçlara ceza yazıyor hatta çok sayıda aracı trafikten men ediyor.
Peki yeterli mi?
Hayır.
Özellikle de ceza miktarının artması şart!
Çünkü bu trafik magandaları cezayı ödeyip yine yapıyorlar yapacaklarını..
TÜRK KADININA SELAM OLSUN
Cumhuriyet şemsiyesi altında ağız ishali olmuş çirkin adamların kadınlara karşı eylem ve söylemlerine hep şahit oluyoruz. Kimisi karısını öldürüyor, kimisi sevdasını balkondan atıyor, kimisi annesini dövüyor, sahte hoca ünvanı altında kadınları taciz ediyor, bizde toplum olarak seyrediyoruz. Erki elinde bulunduranların kadınlara karşı yapılan bunca zulme, haksızlığa, terbiyesizliğe dur demek için Meclis’te okkalı bir yaptırım getirecek yasa çıkarmıyor.
Halbuki Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin var olmasının mihenk taşlarının kadınlar olduğunu unutuyor.
Cumhuriyetin kurulmasını sağlayan dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü ve kahraman silah arkadaşlarını doğuran analarımızı, cumhuriyetin hamurunu yoğuran Türk kadınları, Satı Kadın, Kara Fatma, Gördesli Ayşe, Nene Hatun, Adile Onbaşı, Gökdesli Makbule, Binbaşı Ayşegül, Kılavuz Hatice, Şerife Bacı ve nicelerinin ruhlarınız şad olsun.
Bu vesile ile Türk kadınının gücünü tüm dünyaya gösteren Kadın Voleybol A Milli Takım sporcularımız Gizem Örge, Simge Aköz, Cansu Özbay, Melisa Vargas, Ayça Aykaç, Hande Baladın, Derya Cebecioğlu, Elif Şahin, Eda Erdem Dündar, Saliha Şahin, Zehra Güneş, Aslı Kalaç, İlkin Aydın, Ebrar Karakurt sizlere de selam olsun!