YAŞ kesen BAŞ keser!…
Pazarlıklar kayırmalar sonucunda bu şehrin çok katlı bir beton görüntüsüne sebep olanlar yeşil örtüleri imara açanlar ve bu tür kararları onaylayanlar, Hak vaki olduğunda 9 tahta altında o toprakta hesap vermeyecek mi?..
Atalarımız; tarım arazilerini, yeşil çevreyi ve ağaçları yok edenlerin insan öldürme gibi suç işlediğini anlatmak için “Yaş kesen, baş keser” diye
boşuna mı demişti?..
Böyle giderse, gelecek neslin bu uygulamaları yapan ve göz yumanlar için
neler söyleyeceğini şimdiden biliyorum…
Benim gibi düşünenler, o söylemlerin muhatabı değil; olmayacak ama
bu şehrin geleceği gidecek!..
Yazık, hem de çok yazık!..
KARLIBEL’E DAVET
Ergin Karlıbel Vakfı Başkan Vekili, iş insanı A. Levent Karlıbel, genç iş insanlarının daveti ile bir araya geldi.
Ordu Genç İş İnsanları Derneği’nin haftalık toplantısına davetli olarak katılan Mimar-Şehir Plancısı Adil Levent Karlıbel, dernek yöneticileri ve üyeleri ile istişarede bulundu.
Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığına aday olması konusunda iş dünyasından ve özellikle genç iş insanlarından önemli bir talep ve destek alan Levent Karlıbel, toplantıda genç iş insanlarından başta Ordu Ticaret ve Sanayi Odası olmak üzere sivil toplum kuruluşlarında görev almalarını isteyerek vakit kenarda durma vakti değil hep birlikte ellerimiz taşın altına koymalıyız çünkü başka “ORDU” yok diyerek çok önemli mesajlar verdi.
KIZILAY’DA ENGİNYURT DEVAM
Türk Kızılay Ordu Şubesi Başkanlığına Başarılı çalışmaları ile takdiri hak eden Birnur Enginyurt yeniden seçildi.
Daha önce atama ile göreve gelen Birnur Enginyurt önceki yapılan seçimde tek aday olarak girdiği Üyelerin oyların tamamını alarak bu kez seçilmiş Başkan unvanını aldı.
Kongre sonrası teşekkür konuşması yapan Enginyurt “Türk Kızılay Ordu Şubesi Olağan Genel Kurulumuzu gerçekleştirdik. Yeni dönemde yine aynı heyecan, aynı inanç ve kararlılıkla çalışmalarımıza devam etmeyi amaçlıyoruz.
Kongremize teşriflerinin dolayı Büyükşehir Belediye Başkan Vekilimiz Sayın Celal Tezcan, Siyasi parti temsilcileri, ilçe koordinatörlerimiz değerli delegelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Rabbim birliğimizi daim eylesin.”dedi.
Müteahhitlik Sektörü
Ülkelerin 3 tane kalkınma modeli vardır…
Bunlar…
1 Sanayi, 2 Tarım, 3 turizmdir…
Anlaşılacağı üzere…
İnşaat kalkınma modeli asla değildir.
Zira…
İnşaatın payı kalkınmada yüzde 7 ila 10 arasındadır.
O yüzden…
Betona dayalı kalkınma olmaz.
Öte yandan…
Müteahhitliğin hala bir belgesi yoktur.
Dileyen herkes müteahhitlik yapabilir.
Devlet yaptıracağı inşaat için müteahhitlerden bir ton evrak ister ama emekli bir memurun aldığı tazminat parasıyla inşaat yapmasına hiç kimse müdahale etmez.
Örneğin;
Ordu’nun konut fazlası var.
Sayının fazla olması fiyatları da düşürmez..
Çünkü maliyet ortada…
Arsalar şu anda bile yüzde 50 ile gider hale geliyor…
Ortada para yok, herkes birbirine olan borcunu daire ile ödüyor…
Diğer taraftan…
Yapı denetim firmaları ağır bir sorumluluk üstleniyor ama bu sorumluluk karşılığında alabildiği ücret son derece komik…
Sonuç olarak…
Tüm yukarıda saydıklarımız çerçevesinde, yapılmayan düzenlemeler ve alınmayan önlemler nedeniyle müteahhitlik sektörü bugün için en zor günlerini yaşıyor…
İşin ilginç tarafı, bugün karşı karşıya kaldıkları bu zor şartları yaşamaları kendi kabahatleri değil…
ZABITA
Üç öğrenci babaları ile öğünmektedir.
Birincisi: Benim babam çok usta tamircidir, en külüstür arabayı bile jet gibi çalışır hale getirir.
İkincisi; benim babam çok büyük sıvacıdır en çirkin evi bile bir sıvadı mı çok güzel hale getirir.
Sonuncu öğrenci; benim babam körlerin gözlerin bir anda iyi eder, tekerlekli sandalyedekileri yürütür hatta kolu olmayanların kollarını çıkartır.
İki öğrenci dönüp sormuşlar Baban evliyamı?
Çocuk cevap vermiş hayır zabıta!
Futbol ve Başarı…
Sadece futbolda değil, her işte başarının anahtarı istemektir.
İstersen, başarırsın.
İstemezsen başarıya ulaşamazsın.
Başarıyı altın tepside sunsalar bile.
52 Orduspor FK sorunsuz bir kulüp.
Tabiri caizse bir eli yağda, diğeri balda.
Lezzetinden habersiz, tat vermiyor.
Tat verdirmiyor.
Eldeki bunca imkanlara rağmen.
Alışkanlık olmuş gelen futbolculardaki vurdumduymazlık.
Her zaman diyoruz bir yerde yanlış var ama nedense o yanlış görülmüyor ya da görülmek istenmiyor.
Onun için kaderimize razı olup günü birlik avunuyoruz.