O, Bu Değil Cami Cemaati…
Din alimi falan değiliz…
Fakat…
En güzel cemaatin cami cemaati olduğuna inanırız…
Çünkü…
“Amin” denildikten sonra herkesin işine döndüğünü biliriz.
***
Himmetle, soru çalarak kamuya hak etmeyen insanları yerleştirmekle, darbeyle, kalkışmayla falan uğraşmaz cami cemaati.
Yalanla-dolanla, çocuk yaşta evliliklerle falan işi olmaz.
***
İslam’ın şartlarını yerine getirmek, iyi bir Müslüman olmak ve yaratanı olan Allah’a ve onun elçisi olan sevgili peygamberine hizmet etmekten başka bir şey yoktur cami cemaatinin kafasında.
***
O yüzden en güzel cemaattir cami cemaati…
Böylesine güzel bir cemaat varken de diğer cemaatlere gerek de yoktur!
Ve bu ülke, cami cemaati gibi en güzel cemaat varken, ortada ”cemaatim” diye dolaşan ve devletin her kurumunun içine sızan terör örgütünün, bundan 7 yıl önce bugün ülkeye karşı darbe girişimini bizzat yaşamış bir ülkedir.
Umarız bu ülke bir daha böyle hain bir kalkışma, böyle haince bir darbe girişimi yaşamaz!
Umarız en güzel cemaatin cami cemaati olduğu konusunda, ülkeyi yönetenler de artık idrak eder!
Umarız!
KIRSALDA SIKINTI BÜYÜK
Ordu Altınordu Belediye Başkanı Aşkın Tören sel ve heyelanın ardından değerlendirmelerde bulunarak, “Kırsal mahallelerimizde derelerin taşması ile oluşan heyelandan yollar, altyapı ve tarım arazileri büyük oranda etkilenmiş ve hasara uğramıştır. Şehrimiz genelinde ve özellikle kırsal mahallelerimizde aşırı yağışlar nedeniyle ulaşımda aksama yaşanan tüm bölgelerde ekiplerimizin müdahaleleri sürüyor. Özellikle can kaybı olmaması en büyük tesellimizdir. Yağışlar öncesi şehrimiz genelinde aldığımız önlemler, ekiplerimizin yağış anında yaptığı etkili müdahaleler ve özverili çalışmaları ile büyük bir badire atlattık, çok şükür. Bu noktada çalışmalara katkı veren tüm kurum ve kuruluşlarımıza ve çalışanlarına fedakâr çalışma arkadaşlarımla birlikte teşekkür ediyorum” dedi.
Köklü ve Özlü Değişim!
Ordu’da bazı daire müdürleri şu sıralar oldukça telaşlı.
İçlerinden bazıları bavullarını bile toplamaya başlamış.
Bunun nedeni yakında tayinlerinin çıkacağına kesin gözle bakıyor olmaları.
***
Kabinede bakanlar değişinceye kadar bıçaklarının her iki tarafı da kesen, “Nasıl olsa arkam sağlam” diye dimdik yürüyen bazı müdürler, kendilerini koruyan ve kollayan bakanların gitmesi, yerlerine yeni bakanların gelmesi ve o gelen bakanların da kendi ekiplerini oluşturmaya başlamasıyla, adeta koltuklarında çökmüş bir vaziyette oturmaya başlamış.
***
Hele bazı müdürler var ki, eski bakandan torpilli olan fakat yeni bakan ile geçmişteki görevleri sırasında sıkıntı yaşayanlar, şu sıralar resmen soğuk terler döküp, “Merkeze alınanlar içinde ismim var mı?” diye her gece geç saatlere kadar resmi gazetenin yayınlanmasını bekler hale gelmiş.
***
Şu ana kadar gideceklerine kesin gözü ile bakılan 3-4 Müdürü tahmin ediyorum ama sayı bu kadar ile kalmayacağı kesin çünkü Milletin vekili “Hamarat” da köklü ve özlü değişim diyormuş…
Işıklar İçinde Dualarla Uyu…
40 yılı aşkın meslek hayatımda zorlandığım tek yazı sevilen birinin ardından yazdığım veda yazısı olmuştur.
Alışmak istemesek de alıştık bir kere yazmaya!
Önceki gün bizlere sürpriz yaparak büyük bir acıyı yaşatan Şarkiye Mahallemizin sevilen “Gönül” ailelerinin Merhum Ülkü ve Orhan Gönül Büyüklerimin biricik kızları merhum Hakan kardeşimize hem Analık hem Babalık hem de ablalık yapan yüreği sevgi dolu vefakar Basın camiamızın “ablası” çocukluk arkadaşım mesleğimizin çilekeşlerinden BTV Televizyonunun her şeyi Birol Yılmaz’ın çocukluk aşkı sevgilisi sevdiği, yine Bizim mesleğin sevilen kardeşi Dursun Biran Yılmaz’ın kolu kanadı kendi tabiri ile “Hayrişi” Beyza kardeşimizin sadece Annesi değil ablası,sırdaşı yol arkadaşı iyilik meleği Hayriye Yılmaz’ı zamansız kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Samimi söylüyorum onu 3-5 satır ile anlatmak yetmez.
Biz onu her sabah işyerinin önünden geçerken camdan “Aşar gel kahvaltı yaptın mı” diye seslenen Hayriye Bacımız olarak anacağız.
Bir yandan sevdiklerine kavuşan bir yandan da arkasında yüzlerce sevdiğini bırakıp gözyaşlarına boğan yüreği Güzel Hayriye Yılmaz kardeşimize Allah’tan rahmet başta Birol Yılmaz dostum olmak üzere Dursun Biran ve Beyza kardeşime sabırlar diliyorum…
Sorun ve sıkıntı büyük
Demek ki her yerde her tarafta aynı sıkıntı yaşanıyor.
Demek ki aynı sorunlar devam ediyor.
Dün yazmıştım yiyecek içecek sektöründe çift tarife uygulanıyor diye…
Daha yazdıklarımın üzerinden bir gün geçmeden dün sabah saatlerinde Tanıdığımız bir okuyucumuz aradı.
Okuyucumuzun anlattıkları bizim yazdığımız yazıyı fazlasıyla teyit eder sözlerdi.
Bakınız okuyucumuz neler söyledi bizlere?
“Şehir dışında bir lokantaya gittik, (ismi bizde kalsın) masanın üzerindeki yemek isimleriyle birlikte fiyatlar İngilizce olarak yazılmış, garsonu çağırdık bu menü ve fiyatların Türkçe olanı yok mu dedik ,garson var dedi ,Türkçe yazan menü listesini istedik. Yemin ediyorum iki listeyi fiyat konusunda karşı karşıya koyup inceledik, fiyatların İngilizce olan menü listesinde yarı yarıya, Hatta yarıdan da fazla olduğunu gördük. Örnek verirsem İngilizce olarak yazılan menüde yemeğin ücreti 130 TL ise Türkçe olarak yazılan menüde fiyat 70-80 TL yazılmış. Buradan anlayacağımız üzere, yabancılar yediklerine Türklerin yediği fiyatlardan çok daha fazla ücret ödüyorlar, yazık günahtır.
Kim dur diyecek kim kontrol edecek”
Evet okuyucumuzun bize anlattıklarını aynen yazdım.
BİZ…
Unutulmasın ki; Biz Cumhuriyet Çocuklarıyız ecdadımızın kanları ile suladığı Topraklarımızı ve Bayrağımızı bir avuç vatan hainlerine bırakacak kadar korkak değil aksine can verecek kadar yürekliyiz…
Helalin Var!
Kurt çakala demiş ki;
– Çok acıktım, artık av bulmak zor…
Çakal gülümseyerek
– Bir sürü Tavuk var, yakala birini doyur karnını demiş..
Kurt cevap vermiş:
– Benim yıllardır bir duruşum var, Bu saatten sonra kendime Tavuk yiyen ÇAKAL dedirtmem!
Aynen.
Bazı insanlar ne düşüneceğini bilmeden düşünürler.
Sonra DÜŞÜNÜR olurlar…
Bazı aklı gıt insanlar soytarılık yapar sonra AKİL olup karşımıza çıkar ahkam keserler.
Şaşırmayın bunlar sadece TÜRKİYE’DE olur.
