Sonumuzu beklemek!
Günlerdir Depremi konuşuyoruz…
Vatandaş zaten hazırlıksız da acaba Kenti yönetenler depreme hazır mı?
Bence değil!
Bırakın analizi, ölçümleri…
Evinde kaç kişinin deprem çantası var?
Kaç kişi evinde ya da ofisinde eşyaları depreme karşı sabitledi?
Yani…
Depremin değil çürük yapıların…
Tehlikeleri dikkate almadan şehirleşmenin ve yapılaşmanın öldürdüğünü bildiğimiz halde…
Demek ki bizlerinde kaderi de, oturup veya yatıp sonumuzu beklemek!
Ağzına kürekle vurası geliyor insanın…
Adamın işyerinde elemana ihtiyacı var…
İlana çıkıyor bulmak istediği eleman için…
Kriterlerini şöyle sıralamış;
“Bilgisayar üzerinde her türlü tasarımı yapabilen, kodlama bilen, e-ticaretten anlayan, adwords’u iyi bilen. İçerik üretme kabiliyeti olan, metin yazabilen, en az bir yabancı dili çok iyi bilen ve sosyal medya konusunda uzmanlığı olan elemanlar aranıyor”
Saydıklarının her biri 7 ayrı meslek aslında.
Adam uyanık ya, 7 kişinin yapacağı işi bir kişiye yıkacak…
6 kişiye maaş vermekten kurtulacak.
İyi ki “kahve yapmayı bilen, bulaşıktan az buçuk anlayan” falan diye koymamış ilana.
Yahu!
Bu kadar meziyete sahip biri zaten gelip de senin yanında niye çalışsın?
İşsizlik arttıkça bazı işverenlerin selden odun kapma sevdası da aynı oranda artıyor…
Kendini akıllı, milleti de geri zekalı zanneden bu tür insanların da ağızlarına kürekle vurası geliyor…
Siyasetin PUŞT Oğlanları!
Siyaseten ayrışıyor olmanız…
Sandıkta farklı partilere oy veriyor olmanız…
Toplumun tamamını ilgilendiren konularda…
Sırf ‘yalakalık’ yapıp bir parsa daha kapmak için…
Üzerinize vazife olmayan konularda…
Kraldan çok kralcı olmanızı gerektirmez…
Şayet siz…
“Buyrulmamış emri puşt oğlan tutar” sözünden nasibinizi almadıysanız…
Ama gördük ki…
Vicdanları cüzdanlaşmış…
Puşt oğlanlar…
Gerektiğinde rüzgara karşı işemeyi bile…
‘Allah’ yerine koydukları para ve çıkarları için…
Göze alabiliyorlar!
Ayıptır Yahu…
Eğer bu iddia doğru ise tek kelime ile yazıklar olsun…
Özel hastanelerin soygun yeri olduğunu duyuyoruz fakat üzeri yırtık pırtık bir hastayı tedavi etmeden devletin hastanesi var burası çok kalabalık diyerek diyerek adeta kovmalarının insanlıkla bağdaşacağına inanmıyorum.
Tek kelime ile Ordulu iş insanlarının paraları ile kurulan o hastanenin kapısına bundan sonra ÖZEL değil PARASI OLANLARA Hizmet verilir uyarısının yazılmasını tavsiye ederim.
Kimse dur demeyecek mi?
Son günlerde dikkat ederseniz Trafikte araç sayısı kadar motosiklet görmeye başladık, “Neredeyse her sokakta, hatta her kaldırımda bile önümüze motosikletler çıkıyor. Onlarda trafiğin bir parçası ve kurallar onlar için de var. Ancak çoğu zaman şahit oluyoruz ki, birçoğu bu kurallara uymuyor. Neredeyse hepsi ışık ihlali yapıyor. Ters yollardan geliyorlar. Araçların arasından makas atarak geçiyorlar. Yayalar için ayrılmış kaldırımlardan bile gidenler var. Lütfen motosiklet sürücüleri de kurallara uysun. Trafik kuralları sadece otomobiller için değildir” diyerek bu sürücülere kimse dur demeyecek mi sorumuzu yineliyoruz.
Biraz da gülmek lazım
Adam, tıklım tıklım dolu bir hipermarketteymiş. Alışveriş eden çok güzel bir kadının yanına sokulmuş:
“Af edersiniz hanımefendi, karımı kaybettim bulamıyorum, benimle biraz konuşur musunuz?”
Güzel kadın tepkili bir şekilde:
“Karınızı kaybetmenizle benim ne ilgim var?”
Adam izah etmiş:
“Rica ederim, lütfen yanlış anlamayın. Ne zaman güzel bir kadınla iki çift laf etmeye kalkışsam, karım şıp diye damlar da.”