Musibet mi Nasihat mı?
Kriz halinde bile, seçim hesabına israf, üretime tercih ediliyor ise, hiç kimse çıkıp da, “Bir musibet bin nasihatten iyidir” diye dem vurmasın!
Çünkü, son yarım asra bakıldığında ortada, “bir değil, bin musibet vücuda gelmiştir!”
Demek istediğim odur ki Türk halkı, tavandan tabana, tepeden tırnağa kadar binlerce nasihatin; “bir kulaktan girip, ötekinden çıkmadan akla hiç uğramadığı” bir insan yığını olmaktan, “yaşadığı bin musibetten bile ders çıkaramayan” statüsüne terfi edilmiştir!
Bin bir Türlü VAKA!
Kelimenin tam anlamıyla, ben diyeyim “iş”, siz söyleyin “insanlık” çığırından çıkmış!
Yarım asır öncesinin çocukluk günlerimizde, okuduğumuz “Binbir Gece Masalları”nın yerini, şimdilerde “Binbir Türlü Vaka” almış!
Hem de ne alma! Almış başını gidiyor!
Bugün dünü aratıyor. Yarınının bugünü aratacağını söylemek için de kâhin olmaya dahi gerek yok!
Yeter ki, insan olunduğunu unutmayın, ahlâk ile hareket ederek edepli olunsun. Olunsun ki adap yerini bulsun! adab-ı muaşeret oluşsun.
Ama ne yazık ki; “Ahlâk yok ki edep, edep yok ki adap olsun.”
Olsun olmasına da, “İnsanın kendisi dâhil, tüm yaratılanlarla ilişkilerinde nasıl davranması ya da davranmaması gerektiğini gösteren değer yargıları bütünü” diye tarif edilen ahlâktan ve “İyi terbiye, nazik ve kibar olmak, usluluk, zariflik” anlamına gelen edepten yoksun olanlar, bunun çoğulu olan adabı, “Birlikte yaşayan kişilerin iyi geçinmesini” salık veren muaşeret kuralları çerçevesinde bir arada olmayı beceremiyorlar ise, işler normal hale nasıl dönüşecek?
Diyanet
ve Kitap
Diyanet’in, öğrencilere ücretsiz dağıttığı, “Peygamber ve Gençlik” kitabında
laiklik ve eğitim karşıtı propaganda yapıldığı iddia edildi. Diyanet’in
vukuatları bitmek bilmiyor. Baltayı taşa vurmadan yapamıyorlar galiba. Ekonomik
sıkıntıda olan gençlerin daha fazla ibadet ettikleri öne sürülen kitapta,
“Tahsil ile dindarlık arasında ters yönlü ilişkiden bahsedilebilir” ibaresi yer
alıyor. Diyanet’in öğrencilere dağıttığı kitapta, üniversite öğrencilerinin
diğerlerine oranla yüzde 8 daha az ibadet ettiği öne sürülerek, “Tahsil ile
dindarlık arasında ters yönlü bir ilişkiden bahsedilebilir. Seküler alanlarda
yüksek tahsil yapmanın genel anlamda dindarlık, özelde dini inanç ve ibadetler
üzerinde olumsuz etki yaptığı tespit edilmiştir” deniliyor. Kitap hazırlanıyor, bu kitabı kimse kontrol etmiyor
mu? Milyonlarca lira harcanıp hazırlanan kitap için bir kurul yok mu?
Durugöl’mü!
Merak ediyorum, Durugöl’mü kurtulacak yoksa birileri cukkalanacak mı?
Durugölün kurtulmasını isteyenlere sormak isterim.
Durugölün imara açıldığı tarihlerde neredeydiniz?
O gün bu karar meclisten geçtiğinde hepiniz saklandığınız fare deliğinde nefes dahi almıyordunuz!
Yanına girmek için 4 takla attığınız o Kararlı insan gitti sizde fare deliğinizden çıkarak yanınıza çevresi ve doğacı olarak tanımladığınız kişilerle DURUGÖLÜ kurtaralım diye ÇEVRE ve DOĞA NUTUKU atmaya başladınız..
Yemezler!
Herkes sizlerin hangi hesaplar içinde olduğunuz biliyor…
Siyaset ve Palavra
Millet olarak siyasetçilerin o kadar çok
palavrasını dinledik ki sayısını unuttuk. Oy adına yapılan konuşmalarda öyle
vaatler dile getirildi ki insanın şaha kalkası geliyordu. Gelin görün ki
sandıklar açıldığında hiçte söylenildiği gibi bir durum söz konusu değilmiş.
Ordu’da sanayi adına faaliyet gösteren Dünya markası SAĞRA yavaş yavaş taşınmaya başlamış kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. 31 Mart seçimleri öncesi merak ediyorum bu konuyu gündeme taşıyacak babayiğit bir siyasetçi ortaya çıkacak mı?
Arkadaş anladık siyaset bu seçim meydanlarından halkın teveccühünü görmek için konuşulur da, bari milletin aklı ile dalga geçmeyin.
Açık ve Net;
Türkiye’yi 31 Mart günü özellikle büyükşehirlerde kıran kırana bir seçim bekliyor.
Görülüyor ki sonuçları foto finiş belirleyecek gibi.
Bir oyun dahi büyük önem taşıdığı bir seçim geliyor.
Seçimler,i çantada keklik görenlere duyurulur…
ATATÜRK
Çok değer verdiğim yıllar önce ekmeğini yediğim bir
büyüğüm paylaşmış, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile
ilgili “Bu ülkenin her türlü nimetinden yararlanıp ona ve ilkelerine karşı
olmak ihanettir! Bu yazıyı, böyle bir lidere sahip ülkenin vatandaşı olmakla
gururlanarak okumanızı tavsiye ederim.” diyerek attığı
yazıyı sizlerle paylaşmak Atatürk’ü kalbinde yaşatanlar adına vatandaşlık
borcudur.
Bu söze yorum yakışır mı?
Allah’ım Mehmet Ali Yılmaz gibi değerlerimizi başımızdan eksik etmesin.