Ömür dediğin…
Aylar gün, yıllar ay gibi…
Ömür dediğin şey su gibi akıp gidiyor işte…
950 yıl yaşadığı rivayet edilen Nuh Peygamber’e sormuşlar, “Dünyada ne buldun” diye…
O da“Dünya iki kapılı han. Birinden girdim, diğerinden çıktım”cevabını vermiş!..
Yani hayat kısa!..
Ölmeseydi, peygamberler ölmezdi…
Küçük meseleleri büyütüp, Kırıp dökmek yerine“tamir” edebilmeyi öğrenebilirsek hayatı güzelleştirmek mümkün!..
Aksine birtakım vesveselerle sırtlarda taşınan ağır yükler, insanları yormaktan başka işe yaramıyor…
Güzel bir söz var: “Acı veriyorsa geçmiş, geçmemiş demektir” Mevlana ise “Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım” demişti…
Kısa da olsa hayat, güzel yaşamak lazım!..
Seçim Trafiği başlasın…
9 Günlük uzun tatilin ardından mesai başladı ve başlaması muhtemel Mahalli seçimler için o amansız mücadele için kulislere ağırlık verilecek.
Hele bir de, mahalli seçimlerin erkene, yani bu yılın Kasım ayına çekilmesi ihtimalinin olacağı bir ortamda mücadele adeta kıran kırana geçecek.
Sakın yanlış anlamayın ama “Amansız mücadele” dediğimiz partiler arasında falan olmayacak…
Bizzat partilerin içinde yaşanacak sözünü ettiğimiz mücadele…
O yüzden…
Bayramdan sonraki süreçte kimse partiler arasında yani, AK Parti ile CHP arasında seçime yönelik bir kıran kırana mücadele falan beklemesin.
Zira…
Ordu’da özellikle AK Parti içinde yaşanacak olan amansız mücadeleyi izleyeceğiz.
AK Parti içindeki kişi ve grupların birbirlerine karşı ortaya koyacağı güç gösterilerine şahit olacağız.
Partililerin aday olacak isimler içinde çevirdikleri entrikaları göreceğiz.
Partilerinin içinde “Hiç bir araya gelmez” dediğimiz insanların bir araya geldiklerini, “Hiç ayrılmaz” dediğimiz insanların karşı cephelerde yer aldıklarını göreceğiz.
O yüzden.
Bayramdan sonraki süreçte siyasetin tansiyonu yükselebildiği kadar yükselecek.
Partilerin kendi iç bünyelerinde yükselecek olan bu tansiyon bakalım kimlerin hayatta kalmasına, kimlerin yok olmasına neden olacak?
Döviz ve Fırsatçılık
Döviz fiyatları anormal olarak yükseldi.
Dövize bağlı mal ve hizmetlerin fiyatı da ona göre yükseliyor.
Ancak…
Öylesine fırsatçılar var ki, bu fırsatçılar sayesinde dövizle hiçbir alakası olmayan mal ve hizmetler de yükselmeye başlıyor…
Tamamıyla yerli üretim olan, üretim safhalarında dolara endeksli hiçbir girdisi bulunmayan bazı gıda maddeleri, neredeyse döviz artışı kadar zamlanmaya başlıyor…
Yerli ve milli olsun elbette, bunda hiç kimsenin ne bir şüphesi ne de bir tereddüttü var.
Ancak…
Tamamıyla yerli ve milli üretim yapanlar da döviz artışı bahanesiyle “fırsat bu fırsat” diyerek ürettiği ürüne döviz artışı kadar da zam yapmasın arkadaş!
Okuyucu Diyor ki;
Araç sürücülerinin büyük bir umursamazlık içinde olduğunu söyleyen okurumuz “Araçlarını, trafiği tıkıyorum gibi bir endişesi yok. Park etmiş aracın yanına getirip, hiçbir rahatsızlık duymadan park ediyor. Esnaf kaldırıma dükkânında ne kadar mal varsa çıkartıp koyuyor. Apartmanlardan ve işyerlerinden, klima suları insanların üzerine akıyor. Tabelalar Allaha emanet. Böylesine düzensizlik içinde bir şehir” dedi.
Bozulan kaldırımların yapılmadığını, yolların üzerinde çukurların bulunduğunu da sözlerine ekleyen okurumuz “Ordu gibi bir şehirde hiç olmazsa bu gibi sıkıntıların yaşanmaması gerekiyor”
Bunları Sevmiyorum
Ordu’da Boztepe’yi “betontepe” yapanları!
Utanmadan sokağa tükürenleri,
Evinin çöplerini hala balkondan aşağı atanları,
Cami önünde namazı beklerken GIYBET yapanları!
Birde kaldırımlara araç park edenleri,
Allah’ın bildiğini kuldan niye esirgeyeyim ki?
Sevmiyorum!
Çöp ve Sinek
Gazetemize uğrayan okurumuz, Çöp Konteynerlerinin açıkta olduğu Bölgelerde artan sineklerden şikayetçi oldu.
Sıcakların bastırması ile birlikte sineklerin sayısının çok arttığını iddia eden okurumuz, bu konuda belediyeden daha fazla ilaçlama yapılmasını istedi.
Yapılan ilaçlamaların son günlerde yetersiz kalmaya başladığını anlatan okurumuz; “Bugüne kadar hiç böylesine bir sorun yaşamıyorduk. Bu yüzden belediyemize teşekkür ediyorum. Ancak son birkaç haftadır yoğun bir sinek artışı var. Belki de ilaçlama yeterli gelmiyordur. Belediyeden ricamız, ilaçlama çalışmalarını şu günlerde biraz daha artırmaları yönünde. Yazın son dönemlerinde bu sorunu yaşamayalım” diyor.
Değer mi?
Kalpleri mühürlü,“ haset”ve“fesat”kişiler, o kıskançlık ve bozgunculuk duygularıyla başkalarının değil, aslında kendi hayatlarını karartıyor…
Böyle bir ruh haliyle nasıl yaşanır?..
Dünyanın mülk ve mülkü, şan ve şöhreti sende olsa ne yazar?..
Kim malını ve mülkünü, şanını ve şöhretini öbür dünyaya götürebilmiş?..
“Üç günlük” dedikleri dünya için fesatlık ve hasetlikle hayatın güzelliklerini ıskalamaya değer mi?..