Ana Sayfa Tokmak 26 Kasım 2018 548 Görüntüleme

TOKMAK 26 KASIM 2018 PAZARTESİ

TOKMAK 26 KASIM 2018 PAZARTESİ

İnsanoğlu UNUTUR!

Aynı hataları defalarca yapar; çünkü ders çıkarmayı unutur.

-Verdiği sözleri unutur. Çünkü bir zamanlar ne hissettiğini unutur.

-Minnet duymaz; çünkü nerden geldiğini unutur.

-Endişelenir; çünkü geleceği kontrol edemeyeceğini unutur.

-Pişmanlıklarla ve hüsranla yaşar; çünkü geçmişi değiştiremeyeceğini unutur.

-Planlar yapar çünkü en güzel şeylerin biz onları beklemezken geldiğini unutur.

-Başkalarını kötüler; çünkü kendini yüceltmenin yolunun başkasını eleştirmekle değil kendini

eleştirmekle olduğunu unutur.

-Somurtur; çünkü gülümsemenin her kapıyı açan bulaşıcı bir iyilik olduğunu unutur.

-Zamanını boş yere harcar; çünkü bu değerli hayatın kısacık olduğunu unutur.

-Böbürlenir çünkü her şeyin geçici olduğunu unutur…

-Dinlemeyi unutur,çünkü gerçeği duyabilmek için susması gerektiğini unutur.

Vee en önemlisi

-Hep birilerini suçlar çünkü aynaya bakmayı unutur….yani..

Kısacası insanoğlu UNUTUR.

 

Aynı İsimler
Koltuklara, makamlara hep aynı isimleri oturtmak…
Arkadan gelenlerin sürekli önünü kapatmak…
Tehlikeleri de beraberinde getirir…
Kaynaklarınızın sınırlı olduğu izlenimini verir…
Sisteminizin tekrardan ibaret olduğunu fikrini ortaya çıkarır…
Sınıfsal ayrışmalara yol açar…
Yığınlarınızda umutsuzluk, hayal kırıklığı ve sonunda da inanç kaybına neden olur…
Sonra bir bakmışınız ki…
İlk ciddi dalgada…
O yığınlar çekip gitmiş…
Bedenleri değilse bile gönülleri!

 

Oyun 

Herkesin bir oyunu vardır kendince güzel, kendince doğru olan. Eğer kuralı kendi koyup kendi oynarsa her şey pek güzeldir. İsterse sürdürür isterse bozar; ne kimseye danışmasına ne de kimseden izin almasına gerek vardır.

Ama oyunu kuran başkası ve hele de “üstün irade/belirleyici güç” ise o zaman işi zordur oyuncunun. Ya oyundan çıkacaktır adabı ve edebiyle ya da içine sinmese de, gönlüne yatmasa da sürdürecektir oyunu. “Ben oyunu bozarım” efelenmesi çevrede ve hele de “üstün iradenin” bırakın karşısını yakınında dillendirilmediği sürece sorun yoktur da maazallah yanlış yerde ve yanlış zamanda ağızdan kaçırılırsa oyun başlamadan biter. Daha doğrusu oyun bitmez, oyuncu biter.

Avşar Beyi Dadaloğlu her ne kadar “dağlar bizimdir” dese de “ferman padişahındır” ve hükmü dağda da geçer. Üst iradeye kafa tutan ister Kamalı Zeybek olsun isterse Dokuz Dağın Efesi Çakırcalı Mehmet Efe, önünde iki yol vardır; ya teslim olup düze inmek ya da..

 

Yazıklar Olsun 

Stokçular, haramzadeler(haram yiyicileri) ve haramzedeler (haram yiyenlerin vurgununa uğrayan garibanlar), hepsi bu ülkede yan yana ve iç içe yaşayan insanlardır. Hangi meslek olursa olsun kendine özgü bir ahlakı vardır. Hatta bazı okullarda ,” Meslek Etiği” adı altında ders de veriliyor. Stokçuluğun haram olduğunu öğrenemedik. Bir insanlık ayıbı da… Ne insanlığı ve ne de Müslümanlığı öğretebildik. Hiç değilse vicdanına yerleştiremediğimiz bu değerlerin yerine “ yasa” egemenliğini koyabilseydik. Onu da beceremedik. Yazıklar olsun! Bir de doların yükselişini bahane edip fiyatları yükseltip(şimdi de dolar düştü, ne olacak bu zamlar) sonra da kahraman gibi % 10 aşağı çektiğini ilan edenleri de unutmamak gerekir.  Doğru tüccarlarımıza selam ve saygı diyoruz.

 

Kıssadan Hisse 

Bir marangoz, bir yargıcın sandalyesini rendeleyip tamir ediyormuş.

Çok özenle çalıştığını görenler, neden bu kadar özenle uğraştığını sormuşlar.

İşini titizlikle yapan marangoz, şu cevabı vermiş:

Sandalyeyi çok iyi yapmaya çalışıyorum. Günün birinde üstünde ben de otursam, rahat edeyim diye…

Hayatın garip bir cilvesidir ki, belli bir süre sonra, o marangoz hukuk okuyarak gerçekten yargıç olmuş ve kendi yaptığı sandalyeye oturmuştur.

 

Bence…

Partilerin kimi daha fazla kimi daha az iddia taşıyabilir ama her partinin ülke genelinde oylarını en üst noktaya taşıyabilmesi ve geleceğe yönelik mesajlar verebilmesi için “en yakınlar” yerine “en ehillerden” oluşan listelerle seçmenin karşısına çıkması gerekir.

İlginizi çekebilir

TOKMAK

TOKMAK

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri