BEKÇİLERDE İNSAN…
Günahtır ayıptır…
Nedir son günlerdeki sosyal medyadaki BEKÇİ düşmanlığı anlamadım gitti.
Bakıyorum geçmişte polislerden hızını alamayanlar şimdi kendilerine kolay lokma gördükleri Bekçilere saldırıyor..
Valla ne yalan söyleyeyim el insaf demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Herkes insan ama nedense bu Bekçi arkadaşlar onların gözünde insan olamadı.
Sakın beni Bekçi savunucusu olarak görmeyin ben doğrudan gördüklerimden yanayım.
Elbette aralarında kibar olmayan bazen hoş davranışta bulunmayan arkadaşlar vardır.
Ama bunların yüzde 90’ına yakını yüksek lisan yapan arkadaş..
Biraz haddini aşan arkadaşlar olsa da onlar görevini yapıyor çünkü eski bir söze göre hızarın ağzında onlar var.
Onun için eleştirilerimize dikkat edelim…
Fındıkta üretici de tüketici de…
Söz konusu fındık olunca, ben diyeyim “kılı kırk yararak”, siz söyleyin, “kırk hesap yapıp bir konuşarak” sahne almak lazım!
Hele hele kamuoyu denilen halkın tümü adına yazıp çizen, konuşan, yayın yapanlardan, yani basın mensubu olanlardan iseniz, “kırka bir kırk daha katarak” hareket etmelisiniz. Zaman ve mekan tanımaksızın her zeminde, “Fındığı bir bütün kabul etmelisiniz” dediğim gibi… Yani, üreticinin kadar tüketicinin de hesabını yaparak, haklarını korumasına yardımcı olmak basın mensubunun görevidir. Bunları neden bir kere daha yazdığımı mı soracaksınız? Fındığı bir bütün kabul ettiği için, ömrü fındık bahçeleri, fabrikaları ve elinde çantası ile satmak için yurt dışında geçen, UFK Başkanı, TTB Meclis Başkanı ve KFMİB YK üyesi Sebahattin Arslantürk’ün son demeçlerinden birindeki, “Fındıkta fiyat hem üreticiyi hem de tüketiciyi tatmin etmeli” ifadesini okuyup da, “İşte işin özeti de bu, olması gereken fındık politikasının temeli de bu” doğrusu aklıma gelince paylaşmak istedim. (M.T)
AKBABALAR KAPIDA!
Bu ülkene sıkıntıları aştı…
Salgın da geçer hayat pahalılığı da biter…
Birtakım yaptırımlarla Türkiye’ye diz çöktürülürse,
işte sıkıntı da o zaman başlar!..
Önce “Allah korusun” diyorum elbette ama herkesin kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp,
milli meseleler ekseninde birlik ve beraberliği ortaya koyan duruş sergilemesi gerekir!..
Unutmayalım ki, akbabalar kapıda!..
DONCULAR SİBİRYA’DA!…
Fındık bahçelerinde bu yıl aradıkları donu bulamayanlar, 3-5 yerde de meydana gelen kıytırık soğuklarla tatmin olmayınca, Sibirya’ya gitmeye karar vermişler!
Nedeni de Eskimolardan don alıp geleceklermiş!
Ama Rusya’dan pandemi nedeni ile vize alamamışlar!
TOPLUM NASIL BATAR!
Dayanışma yok olduğunda…
-Üretim zayıfladığında…
-Tüketim, çılgınlık boyutuna ulaştığında…
-Vergiler arttığında…
-Liyakat dikkate alınmadığında…
-Adaletsizlik yaygınlaştığında…
-Umutlar kırılmaya başladığında…
-Göç hızlandığında…
-Gurur ve kibir tavan yaptığında…
-Gösteriş, riyakarlık ve yalakalık çoğaldığında…
En kötüsü de:
-Her şey normalmiş gibi tüm bunları görmezden gelen ve kabullenen bir toplum haline gelindiğinde, O TOPLUM ÇÖKER…
KISSADAN; TAT İLE ACI!
Şu “kıssadan hisse” diyerek yazmak var ya!
Tadı bir başka oluyor!
Ama, paylaşılan kıssalardan hisse alanların çokluğu vücuda gelince tat veriyor!
O zaman sanki; “Desene sen, acılar içinde kıvranıyorsun” dediğinizi duyar gibiyim!
Olsun! Acılar, onun caydırıcı hükmünden kurtulmuş olanlar için pek bir şey ifade etmezler.
O nedenle, durmak yok, kıssadan hisse hesabına yazmaya devam!