Sokak Köpekleri
Önceki gece yürüyüş yaparken yürüyüş yapan çarşaflı birkaç bayanın Allah’ın hayvan familyasından yaratıklarından olan sokak köpeklerini görünce “Aman aman! Kaçın kaçın ısırır bizi” demesi o kadar komiğime gitti ki sormayın!
Bir an “ya korkacak ne var “ onlarda sizden korkuyor diyecektim sonra vazgeçtim..
Köpekler onlara onlar köpeklere bakarken ben köpeklerin yanından geçerken “selamın aleyküm” demem bayanların birbirlerine bakarak gülüşmelerine yol açtı.
Ha bu arada unutmadan söyleyeyim köpekler benim selamıma havlayarak “aleyküm selam” cevabı verdiler!
Virgül mü, Nokta mı?
Son günlerde gerek siyasi yaşamda gerekse sosyal yaşamda bir işaret koyma işidir gidiyor! Kimisi; “nokta koymaktan!” Kimisi; “virgül takmaktan!” Kimisi; “soru sormaktan!” Kimisi; “ünlem sanmaktan” dem vuruyor.
Anlaşılan o ki; sadece kağıt üstündeki yazıda değil, genelde neyin, nereye, nasıl konulacağını pek bilmiyoruz! Bilmediğimiz için de yüzüme gözümüze bulaştırıp, nokta dediğimiz yere virgül, virgülü bulamadığımız yere ünlemi yerleştiriyoruz! Cevap beklerken de, soru işaretini koyuyoruz! Sonuç! Sonuç ortada…
Mesela; nokta, virgül, soru işareti veya ünlemi ya da hayatın tümünü, “bilmiyorsanız koyamazsınız.” Ya da, “Yanlış yere koyarsınız.”
Laf aramızda koyacağınız yeri iyi bilin!
Sonra başınıza bela olur…
Turizm ve Dilenci
Turizm şehri olacak diye projeler hazırlanan Ordu ne yazık ki DİLENCİLER ŞEHRİ oldu..
Ordu son aylarda dilencilerden, özellikle Suriyeli dilencilerden geçilmiyor. Şehirde adım başı dilenci görmek mümkün. Tabiri caizse kapıdan kovuluyorlar, bacadan giriyorlar.
Valimiz İrfan Balkanlıoğlu’nun kesin talimatına rağmen hiçbir çalışma yok sadece Ordu’daki belediyelere bağlı zabıta ekiplerinin sık sık operasyon yaparak topladığı bu insanları ertesi gün başka bölgelerde dilendiğine rastlıyoruz.
Yetkililerin uyarmasına, yasaların ceza vermesine rağmen uslanmayan dilenciler şehre özellikle dışarıdan gelen insanları da Ordu’dan soğutuyor.
Ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınıp Ordu’da yaşamak zorunda kalan Suriyeli insanlar bir yandan kendileri duygu tacirliği yaparken diğer yandan da çocukları aracılığıyla para kazanıp cukkayı doldurma telaşında.
Kaldırımlarda, trafiğin yoğun olduğu mevkilerde,dolmuş duraklarında dahası gece yarıları cafelerdeortaya çıkan dilencilere karşı alınan önlemler maalesef yetersiz kalıyor.
Şehir halkının ‘gariptir’ düşüncesiyle para verdiği dilencilerin kimisi sırf insanları kendilerine çekebilmek için bu işte ya ‘din’ argümanını kullanıyor ya da ‘dil’i.
Öyle ki vatandaşlarla diyalog kurmak için Türkçe kelimeleri öğrenmiş durumdalar. Şehirdeki çoğu insan bu dilencilerden muzdarip. Bir an önce bu kirliliğe son verilmesini bekliyorlar. Bu yönde de yetkilileri göreve davet ediyorlar.
Özel Haber mi?
Bülten haberinden ÖZEL HABER olmaz.
Okuyucuyu kandırmakla Gazetecilikte yapılmaz.
Pardon muhabirlik diyecektim ama onlar kendini GAZETECİ yerine koyduğu için öyle yazdım.
Bakın size büyükleriniz ÖZEL HABER nedir hangi haberlere ÖZEL HABER Logosu konulur öğretmemiş çünkü onlarda işe sizin gibi kes yapıştır ile başlamışlardı.
Onun için ÖZEL HABER ismi üzerinde olduğu gibi ÖZEL olmalı ve bir çalışmanın ürünü olmalı.
Birilerini ÖZEL HABER logosu ile kandırabilirsiniz ama bizleri o birileri biz olmayız..