Kredi ve İpotek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Halkbank aracılığı ile esnafa, Ziraat Bankası ve Vakıflar bankası aracılığı ile vatandaşa kart kapama kolaylığın sağlayacak yeni kredi verileceğini açıkladı.
Düşük faizle verilecek olan bu kredilerle esnaf var olan borcunu, vatandaş da var olan kredi borcunu kapatabilecek.
Ziraat Bankası’ndan alınacak kredi 24 ay vadede yüzde 1.10, 60 ayda ise 1.20 olan faiz oranı, piyasa ortalamasının yarısından daha düşük seviyede.
Tüketici kredilerinde ise 48 ay olan vade bu uygulama için BDDK’nın izniyle 60 aya çıkartıldı. Yüzde 2.4 düzeyinde olan faiz ise tam anlamıyla yarı yarıya düşürülmüş oldu.
Bu güzel bir müjde.
Ancak…
Kredilerin alınabilmesi için kredi alacak kişinin üzerinde ve maaşında ipotek olmaması gerekiyor.
İşte son günlerde bu kredilerden yararlanabilmek isteyenler müthiş bir ipotek kaldırma yarışına girmiş…
İşte bu biraz tezat yaratıyor…
Dilenen Kadınlar
Sırrıpaşa caddesi ve yeni Fidangör caddesi üzerinde genç bir kadının kucağında da 5-6 aylık bir çocuk ile dilendiğini gördüm.
2 derece soğuk havada çalışabilir durumdaki genç kadının kucağındaki o küçücük çocuğun ayaklarında çorap bile olmadığını gören bayanlar “belli ki birkaç ay önce ancak doğmuş. Yüzü mosmor vaziyetteydi. Bizim sıkı giyinmemize rağmen ayaklarımız donarken o küçücük çocuğun ne halde olduğunu söylememize gerek bile yok. Dilenmek için resmen çocuklar kullanılıyor ve bu çocukların çok yaşayacağını da zannetmiyorum” diyerek tepkilerini koyarak gittiler.
Dilenen kadınların elinden bu çocukların devlet tarafından alınması gerektiğinin altını çizen vatandaşlarımızın bu haklı isteklerinin dikkate alınması gerekir diye umuyoruz.
Yumurta
Önümüzdeki mahalli seçimler, adaylar açısından bakıldığında sadece yarışı kazanmaktan ibaret…
Sonuçta bir yola çıktılar ve bu yolun sonunda makam sahibi olmak var.
Seçmen açısından bakıldığında ise aynı seçimler hizmetten ibaret…
Her seçmen kendine göre en iyi hizmeti verebileceğine inandığı bir adaya oy atacak.
Bunun dışında hangi partinin kazandığının ve kimin belediye başkanı olduğunun öyle çok da bir önemi yok.
Fakat…
Bunların yanı sıra bir de, geleceklerini resmen yanlarında dört döndükleri adayın seçimi kazanmasına var.
Etrafında sürekli dolaştıkları adayın belediye başkanı olması halinde şimdiden kendilerinin hangi makamlara gelebileceklerinin hayallerini kuruyorlar.
Anlayacağınız…
Aralarında, seçimin ertesi günü oturacağı müdür ya da daire başkanlığı koltuğunu belirleyenler bile var…
Kısacası seçimin kazanılması onlar için en az adaylar için olduğu kadar ölüm-kalım meselesi gibi gözüküyor…
Yani neticede yumurtaların bir kırılacak…
Zorla güzellik olmuyor işte!
Filmin ismi: “Zoraki Birliktelik”
2009’un en kaliteli komedi filmlerinden biri…
Yolları tesadüfen kesişen, erkekler arasında geçiyor konusu.
Farklı dünyalara ait, tamamen zıt karakterli iki erkeğin, ülkeyi baştan aşağıya kat ederken, birbirlerine katlanmasının öyküsünü anlatıyor kısaca…
Film boyunca bu zoraki birlikteliğin getirdiği çelişkiler komedi formatında yansıyor izleyiciye.
Şu seçim ittifakları gündeme geldi geleli, yaşanan gelişmeleri, ittifak kuran partilerin sahadaki hallerini ve birbirlerinden farklı oldukları için birbirlerine besledikleri tahammülsüzlükleri gördükçe hep bu film geliyor aklımıza…
Belki izlersiniz diye filmin sonunu yazmayalım ama izlemenizde yarar var…
Söyleyebileceğimiz tek şey, zorla güzelliğin de birlikteliğin de olmayacağı…
Buna siyaset de dahil…
Belediyeler ve Avantaj
Gördüğünüz üzere, gerek aK Parti ve gerekse CHP’nin Ordu’daki belediyeleri kazanabilecek bir sürü avantajı bulunuyor.
Hangi taraf kazanırsa “Avantajını iyi kullandı”, hangi taraf kaybederse “Bu kadar avantaja rağmen seçimleri kazanamadı” denilecek.
Bakılım hangi taraf avantajını kullanacak?
Hangisi var olan avantajlarına rağmen kaybedecek?
Hep birlikte göreceğiz…
