Asil İnsana ASALET Yakışır….
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Ordu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü görevine asaleten atanan Dünya Boks Şampiyonu başarılı çalışmaları ile Ordu’da salon sporlarının varlığını hissettiren Gençlik ve Spor İl müdürümüz Mustafa Genç arkadaşımız tebrik eder başarılar dilerim. Allah hayırlı eylesin.
Rabbim başarılarını daim eylesin inşallah.
“ERKEK” ADAM SÖZÜNDEN DÖNMEZ!
Devlet-i Ali’yeden; “Kötü günler geride kaldı” kaldı ifadesi ile son 3-4 yıldır belirli aralıklarla yapılan açıklamalara tepki gösterilmesine anlam veremiyorum!
Neden mi?
Kıssadan hisse!
Yıllar önce sözü edilen bir yatırım için kürsüden; “Gelecek yıl başlıyor” açıklamasını 5 yıl boyunca yapan siyasetçi için, “Her gelişinde gelecek yıl diyor” şeklinde yapılan eleştiriye; “Erkek adam sözünden dönmez” denilerek savunma getirildiğini yaşayanlardanız!
Önce Fetö Sonra Salgın…
Biri önlenebilir, diğeri önlenemez iki büyük felaket geçti bu ülkenin gençlerinin üzerinden…
Her ikisi de;
Ülkenin geleceği olan genç bir jenerasyonun umutlarını ve hayallerini yerle bir etti.
Her ikisi de, ülkede milyonlarca mağdur yarattı!
Dalkavuklar Olmazsa!
Toplumun son yıllarda giderek artan ve sadece siyasette değil, hemen hemen her alanda en büyük handikabı, en berbat yanı; “Dün başka, bugün başka” olmak!
Bu da tarifinde “çanak tutmak, çanak yalamak” da bulunan dalkavukluktan başka bir şey değil!
Kıssadan hisse:
Padişah patlıcan yemeğini çok severmiş.
Bir gün yemekte; “Şu patlıcan ne güzel sebzedir” demiş.
Dalkavuğu hemen; “Haklısınız Sultanım. Bu patlıcan öyle lezizdir ki, kırk çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur, yemeğe doyamazsınız” diye methiyeler düzmüş.
Derken birkaç gün sonra yemekte yine patlıcan varmış.
Padişah da o gün tersinden kalkmış ve “Ne bu yahu? Yine patlıcan, yine patlıcan! Bari bir şeye de benzese” diye kükremiş.
Dalkavuk da söze dalmış: “Evet Sultanım. Zaten kara kuru bir şey. Tadı yok, kekremsi, yemeği yemek değil! Tatlısı tatlı, turşusu da turşu değil!”
Padişah da: “Sana da bir şeyler oluyor! Daha iki gün önce patlıcanı öve öve bitiremedin. Bugün de yerin dibine batırdın” dediğinde dalkavuk hemen atılmış: “Aman Sultanım, ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanın değil!”
Yazıklar Olsun…
Halil Sezai diye bir sanatçı (!) var, adını duymuşsunuzdur. Beyefendi 67 yaşındaki adama tekme tokat girişerek meydan dayağı atmış.
Vay be, Halil Sezai’ye bak! Sana kabadayı demeyeceğim çünkü kabadayılara saygısızlık olur.
Sen olsan olsan büyüğüne saygısızlık yapan bir şahıs olursun. Ne o öyle önce eller arkada, sonra şamarlar, ardından tekmeler, kafa atmalar? Sıkıysa yaşıtın birine böyle artistik hareketlerle saldır da boyunu görelim.
Gücün ona yetti di mi? Sen sanatçı falan değilsin arkadaş, git sen kendine başka bir iş bul, yazıklar olsan sana be!
O yaşlı adama attığın her tokat, tekme ve kafa için sana bir değil yüz binlerce kez yuh olsun!
ÜZ(SÜZ)LEŞEN!
Necip Fazıl tarif ediyor: “İki çeşit insan vardır. Zaman geçtikçe hataları ile yüzleşen. Zaman geçtikçe yüzsüzleşen!” Sanırım Türkiye’de ikincisinin oranı, alışkanlık haline gelerek giderek yükseliyor. Eee boşuna dememişler; “Alışkanlıklar paslı çivilere benzer, söküp atmak zordur.” için hiçbir sonuç bulunamadı.
Geçmiş Olsun…
Şehrimizin sevilen saygın işadamlarından Köksal Petrol sahiplerinden Arkadaşımız Bahri Köksal bir süre önce geçirdiği rahatsızlık sonrası özel bir hastanede başlatılan tedavisinin sona ermesiyle evinde istirahet çekildi.
Arkadaşımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor başta eşi ve çocuklarınada sağlıklı sevgi dolu birlikte yaşam diliyoruz.
