İÇİMİZ ACIDI!
Öğretmen olan arkadaşımız anlattı.
-”Veliler çocuklarının öğlen yemeleri için yanlarına yiyecek koyuyor. Genelde konulan yiyecekler ekmek arası peynir türünden. Ancak, yiyecek bile koyamayan veliler var. Geçen gün iki öğrencinin parasını birleştirerek bir tane simit alıp, ortadan bölerek, içecek olmadan kuru kuru yediklerini gördüm, vallahi içim acıdı. İkisine de birer simit ve içecek aldım ama ne fayda. Yarın yine aynı manzaraya şahit olacağıma adım gibi eminim. Kantinde bir tost 50, en ucuz içecek 25-30 lira. Ne yapsın bu çocuklar? Her gün hangi para ile bunları alıp yiyebilecekler?”
Dinlerken bizim de resmen içimiz acıdı!
Maaşları 230 bin lirayı bulan milletvekillerinin meclis lokantasında 42 liraya dana kavurma-pilav yediğini düşününce, böyle bir çağdan gerçekten nefret ettik!
Sallamaya Devam!
31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak Belediye başkanlığı ve Meclis Üyeliği seçimlerine katılacak Partilere ve adaylarına tavsiyemiz, seçime kadar kalan 20 günlük sürede sallayabildikleri kadar sallamalarıdır!
Öyle imkansız, öyle uçuk, öyle saçma vaatler ve sözler versinler ki, yaşadığımız şu kasvetli günlerimizi biraz olsun neşelendirsinler.
Nasıl olsa hesabı 5 yıl sonraki seçimin öncesinde hatırlanacak.
O zamana kadar makul olsun olmasın bir cevap nasıl olsa bulunur!
Dedik ya; Senedi yok, depozitosu yok, sonunda para ve hapis cezası yok…
Siz sürekli atın biz her defasında tutarız!
ANKETLERE ÇOK DA İNANMAYIN AMA…
Her ne kadar içlerinde manipülasyon ve seçimi etkilemek amacıyla yapılanlar olsa da kamuoyu anketleri seçimlerin önemli bir unsuru…
Her seçim öncesi olduğu gibi 31 Mart seçimleri öncesinde de tanınmış çeşitli firmaların kamuoyu anketleri yayınlıyor.
Seçime günler kala firmalar son anketlerini yayınlayarak, 31 Mart seçim tahminlerini ilan edecek…
Bu arada…
Her parti ve aday işine gelmeyen anketi görmezden gelirken, işine gelen anketi kamuoyunun önüne koyacak…
Seçimin sonunda bazı anketlerin seçim sonucunu yansıttığı görülürken, bazılarının ise seçim sonuçlarıyla alakası bile olmadığı ortaya çıkacak.
***
Kamuoyu anketleri ve sonuçları ile ilgili, özellikle son yıllarda şöyle bir gerçek ortaya çıkmış:
Anket çerçevesinde konuşularak fikri sorulan kişilerin kesinlikle saklama gereği duydukları ya da yanlış cevap verdikleri 3 konu tespit edilmiş.
Bunlar 1-Gelir, 2-İnanç ve 3-siyasal parti…
O nedenle siz siz olun, anketlere tam anlamıyla inanmayın…
Ama şu bir gerçek ki anketleri görmezden de gelmeyin…
MECBUR MUYUZ BU MESAJLARI ALMAYA! 5
Sabah uyanıp cep telefonuna baktığınızda, önce belediye başkan adaylarından gelen mesajları görüyorsunuz.
Açılışa davet edip, katılacakları televizyon programlarının saatini hatırlatıyorlar.
Sözleşmiş gibi her partinin adayı sırayla gönderiyor sms’leri…
***
Ardından…
Ne alakası varsa AK Parti’nin Samsun, Merzifon, DEVA Partisinin Nazilli, CHP’nin Tekirdağ adayları gibi, hiç gitmediğiniz şehirlerdeki adayların mesajları düşmeye başlıyor telefonunuza.
***
Sonrasında Mahalle muhtar adaylarının mesajları gelmeye başlıyor düzenli olarak.
Bir de bunlara partilerden gelen miting, açılış ve genel başkan ziyaretleri ile gelen mesajlar eklendiğinde, cep telefonunuzun mesaj kutusu çadır tiyatrosuna dönüyor.
Harbi bıktırıyorlar!
VALİ EROL VE ŞEHİR ESNAFI!
Ordu Valisi Muammer Erol’un bu şehirde yarattığı enerji ve vatandaşlarla kurduğu gönül bağı çok değerli, çok kıymetli. Yıllardan beri sadece karayolu ile bir kere geçtiğim şehre hizmet etme onuruna nasip olduğunu dillendiren ve çok mutlu olduğunu her defasında dile getiren Vali Erol sabah yürüyüşlerinde karşılaştığı vatandaşlarla kurduğu samimi diyaloglar ve şehir içindeki sade bir vatandaş edasıyla yaptığı gezilerde esnaflarla selamlaşmayı ve sohbet etmeyi tercih etmesi elbette çok önemli. Şehir esnafı bu durumdan oldukça mutlu ve keyifli. “Muammer baba gönüllerin valisi” yakıştırması yapan esnaflar “Biz onu kendi içimizden biri olarak görüyor ve kabul ediyoruz. Yüzü her zaman güleç, hiç yapmacık değil” ifadelerini kullanmaları da sanırım bir vali için en büyük ödül olsa gerek.
BASINA NEDEN GÜVEN AZALDI?
Türkiye’de son yıllarda yaşanan gelişmeler, yeni bir gazetecilik anlayışını da beraberinde getirdi. Türkiye’de özelikle Anadolu’da FETÖ davalarına yönelik haber takibi yapan gazeteci neredeyse hiç yok. Risk almadan, suya sabuna dokunmadan yapılan gazetecilik mesleğin toplumda güvenini de yerle bir etti.
Siyasi konjonktüre göre olayları yorumlayan, değerlendirmesini mevcut perspektife göre yapan bir gazeteci profili son yıllarda ortaya çıktı. Tehlikeli isimleri zamanında değil de güçten düşerken eleştirebilen bir anlayış…
Devletin düzenlediği operasyonlarla beslenen bu gazeteciler, devlet kurumlarının verdiği bilgilerle yetiniyor, yeni bir araştırma, çarpıcı bir noktaya temas etmek hak getire…
Yeni nesil “risksiz gazetecilik” gazeteciliğe zarar verdiği gibi elbette ülkeye de zarar veriyor.