Peynir Gemisi!
Büyüklerimizin çok önemli ve yerinde söylediği şu meşhur “Peynir Gemisi” var ya, keşke lafla yürüyebilseydi.
Neden biliyor musunuz?
Ordu o zaman sadece Karadeniz’in değil Türkiye’nin en güzel, Huzurlu, en sorunsuz ve en zengin yaşanabilir şehri olurdu…
***
Böyle bir tespiti neden yaptığımızı kısaca anlatalım…
Bugüne kadar Ordu’ya gelen Cumhurbaşkanı, Başbakanlar ve Bakanların Ordu miting alanlarında neler söylediğini, hangi müjdeleri verdiğini, şehir için hangi vaatlerde bulunduğunu hatırlamanız yeterli olacak…
Bunları ben kaleme almaya kalksam ne sütunlar ne sayfalar kalır.
Onun için…
İnanın işin içinden çıkamayıp “Yeter yahu!” dedik kendi kendimize…
Bırakın artık günü kurtarmak için söylediğiniz yalan sözleri çünkü o sözleri artık peynir gemisi de taşıyamıyor!
O Para Handikap Oluşturmaz mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ordu mitinginde emeklilere bayram ikramiyesi olarak 3 bin lira verileceğini açıklamıştı.
Doğrusunu söylemek gerekirse açıklanan 3 bin liralık rakam beğenilmedi, tepki çekti…
Tepki üzerine, açıklanan 3 bin lira bayram ikramiyesinin seçim tarihi yaklaştıkça büyük ihtimalle yükseltileceği bekleniyordu…
Ancak…
Erdoğan’ın “Daha fazla vermemize bütçe el vermez” açıklamasıyla 3 bin lira olarak açıklanan bayram ikramiyesinin artma ihtimali de ortadan kalkmış oldu.
Hatırlanacak olunursa…
Emeklilere ilk bayram ikramiyeleri 2018 yılında verildi…
O günden bu yana geçen süre içinde yaşanan enflasyon göz önüne alındığında, emeklilere bugün için verilmesi gereken bayram ikramiyesinin 5 bin 618 lira olması gerektiği hesap edilmiş…
Dolayısıyla 3 bin lira olarak belirlenen ve mecliste kabul edilen 3 bin liralık bayram ikramiyesinin önümüzdeki seçimlerde emeklilerin oyunu alma anlamında iktidar partisi için handikap oluşturacağı ortada…
Kısacası…
İktidar önümüzdeki seçimlere kadar olan sürede, ciddi oranda oy aldığı bu kesime yüzünü dönmezse, emeklilerin iktidara yüzünü dönme ihtimali bir hayli yüksek…
35 MİLYAR DOLARLIK ADAMA BAKIN NE DİYOR?
Hizmet edebileceğiniz en kötü insanlar, fakir zihniyetli insanlardır.
Onlara ücretsiz hizmet verin, bunun bir tuzak olduğunu düşünürler.
Onlara küçük bir yatırım gerektiğini söyleyin, çok kazanamayacaklarını söylerler.
Büyük oynamalarını isteyin, param yok derler.
Onlara yeni şeyler denemelerini söyleyin, deneyimim yok derler.
Geleneksel bir iş yapmalarını önerin, inanın çok zor gelecektir.
Hepsinin ortak bir yönü var: Google’da buldukları her şeye inanırlar, onlar kadar umutsuz olan arkadaşlarının söylediklerini dinlerler.
Bir üniversite profesöründen daha fazla düşünmeyi ve kör bir adamdan daha az iş yapmayı severler.
-Ömürleri boyunca beklemeleriyle ünlüdürler.
Sahi; Biz Ne Hale Geldik!
Benim bildiğim, her insanın bir ilkesi olmalıdır.
İlkesiz insan olmayacağına göre ilkesiz siyasi partide olmaz.
Önce ilkelerinizi ortaya koyacaksınız.
Bu ilkelerden taviz vermeden sorunları çözeceksiniz.
Canım, bu kadar da acımasız olmanın bir anlamı yok bizde ilkelerimizi biraz esnetiverelim dediniz mi?
O ilkenin ilke olma özelliğini ortadan kaldırmış olursunuz.
Bu “Anayasa’yı bir kere delmekle bir şey olmaz!”
Dediğinizde Anayasa bu günkü duruma düşer!
Hiç ilkesi olmayan siyaset olur mu?
Demek ki oluyormuş!
Herkes bir şeyler söylüyor!
Söyleyen söylediğinin olmayacağını bildiği halde o şey üzerinde ısrar ediyor.
Karşı taraf da onun söylediklerinin tam tersini dile getiriyor.
Bilginimiz bilgisiz, Zenginliğimiz emeksiz, Ticaretimiz ahlaksız, Vicdanımız vicdansız, ibadetimiz öz verisiz.
İnsanlığımız; zorla söyleteceksiniz bana!
İnsanlığımız mı kaldı dedirtecek kadar insafsız olduk?
Siyaset ve Omurga…
Siyaset, Demokrasilerin olmazsa olmaz parçasıdır…
Özünde halk için yapılması gerektiği için de çok değerlidir.
Yaşı 50 ve 60’ın üzerinde olanlar, siyaset kirletildiğinde neler olabileceğini görmüş bir nesildir.
Bir sabah uyandığımızda duyduğumuz postal seslerinin neden olduğu durumun sonucu olarak Mamak, Metris ve yurdun dört bir yanındaki kışlalarda yaşanan acılar, zihnimizdeki tazeliğini koruyor hala.
Siyaseti temiz ve ilkeli yapmak bu kadar mı zor.
Sanmam.
Gelinen duruma şaşırıyoruz ancak, siyasetin kirlenmesi, toplum olarak gövdesi ve başı ayrı oynayan insanlara durduğumuz hayranlığın bir sonucudur aslında.
Oysa siyaseti bilgili, yani donanımlı ve bir o kadar ilkeli insanlar yapmalıdır.
Omurgalı insan bulmak bu kadar zor olmamalı yani.
Kırmızı Kazaklı Çocuk!
Partili partisiz Gülyalı’lı vatandaşların 2019 mahalli seçimlerde seni sempatik bularak kırmızı kazaklı çocuk olarak kabullenip oy vererek Belediye Başkanlığı gibi önemli bir koltuğu teslim ettiği Sayın Ulaş Tepe…
Sen hesap vermekten kaçınsan da ben sana bu soruları sormak durumundayım ister cevaplarsın ister omuzunu silkeler “ben Gülyalı insanına hesap vermedim 2 satır yazı yazana mı vereceğim” dersin.
Gülyalı Belediyesindeki 4.5 yıla yakın görevi sürecinde hesap vermekten kaçınarak Altınordu Belediye Başkanı adaylığına soyunurken Gülyalı’da sana inanarak güvenen oy veren seçmenlerden “helallik” aldın mı?
Gülyalı Belediye Başkanlığın döneminde kaç adet arsa satışı yaptın eğer sattın ise arsaları kimler aldı karşılığında Gülyalı Belediyesi kasasına ne kadar para girdi?
Bildiğim kadarı ile Başkanlık maaşı dışında bir gelirin yok seçim harcamalarını hangi kaynaktan harcıyorsun…
Seçim çalışmalarında kullandığın araçların yakıtlarını Belediyeden mi karşılıyorsun.
Ben sağda solda konuşulan iddiaları burada yazmıyorum yazmaya kalksam iş başka yöne kayar onun için sponsor mütehaitlerinden bazıları ile aran Meclis üyeliği talepleri nedeniyle mi açıldı onu bile sormuyoruz sana…
Neyse daha seçimlere 27 gün var fırsat buldukça sorarız şimdilik bunlar yeterli.