Ben kedi miyim?

Ömer kahvede masanın altında fare görür ve bağırır:

” Burhan Hoca yetiş, fare var!

Burhan Hocanın cevabı:

– Bana ne söylüyorsun Ömer! Ben kedi miyim Metin’i çağırsana!

Şu zavallıya da birkaç oy verin

Yıllar önce TÜFAD seçimleriydi. Fikret Ayabakan seçim için arkadaşlarını ziyaret ediyordu. Ziyaret için gittiği Kahvehaneler hıncahınç insanla doluydu. Rahmetli Necip Hoca spor camiasında “papaz” olarak bilinen Fikret Ayabakan’ı karşısında görünce şöyle dedi: “Acıyorum şu Papazın karşısında yer alan adaylara… Zaten oyların hepsi bize gelecek. Ben şimdi papazın karşısına geçip de karşımızda seçime giren zavallılara  birkaç oy verin diyemem ki…”

Işıklar içinde uyusun Necip Hocamız….

Kulaktan Kulağa Anılar …

ASKF Genel Başkanı Metin Kır’ı sinema çıkışında yakalayan Topsakal sorar:

– Sayın Başkan sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz.

Metin Kır’ın cevabı:

– Göremezsiniz tabii, sinema salonları karanlık.

Işıklar yanınca sende uyuyorsun ondandır!

Seçim de Balo gibidir

Bunalımlı bir dönemlerden biriydi, motorlu Araç sürücülerine seçime gidilmesi teklif ediliyordu. Başkan Hamdi Işık’a sordular:

” Niçin seçime gitmiyorsunuz?”

Hamdi Işık mükemmel Türkçesiyle: “Hazır değiliz. ”

“Nasıl hazır olacaksınız ki?”

Hamdi Işık: “Bakın anlatayım. Seçim de balo gibidir. Hazır olmadan gidilmez. Sen benim arkadaşımsın, bana rastlıyorsun, “Gel seni baloya götüreyim diyorsun. Ben ne yapacağım?” Arkadaş izin ver hazırlanayım diyeceğim. İşte öyle”

“Hep tersine giderdi”

” Melet Irmağı yakınlarında seçim toplantısına giden adaylardan Hamdi Işık ve bir başka adayın arabalarının frenleri tutmayınca peş peşe suya uçmuşlar!  Olayı görenler hemen koşup Genel başkana söylemişler.

Başkan, “Bizim aday mı?” diye sormuş.

“Bilmiyoruz, adaylardan biri çıktı diğeri suya kapıldı gitti ” demişler.

Başkan, “Akıntıya doğru mu gidiyordu, tersine mi?” diye sormuş.

“Akıntıya doğru.”

Başkan, “Tamam anlaşıldı. Bizim aday olamaz. Çünkü bizim adayımız Hamdi Işık hep tersine giderdi” demiş.

Burhan Hoca Tokadı Yemiş!

Ben Ömer Kılıç’ın yalancısıyım.

Gazeteciyim ben, anlatan kişinin benim yanımda güvenilirliği varsa fazla araştırmaya gerek duymadan yazarım!

Bizim Spor ve Sosyal hayatın nüktedan isimlerinden kendine has bir çok lakabı bulunmasına rağmen biz sadece ismini yazmayı uygun gördüğümüz Burhan Hoca Midyat’a pirince giderken evde bulunan bulgurdan olmuş.

Anladığım kadarı ile Burhan Hoca yaşı gereği rahat kullandığı telefonu teknolojiye uygun hale getirmek için yeni bir telefon almaya karar vermiş. Telefon için sanırım 25-30 bin lirası dolandırıcılar tarafından buhar olmuş yani anlayacağınız Bucak mahallesinin uyanıklarından geçinen Burhan Hocada dolandırıcı tokadı yemiş.

Ben şimdi Burhan Hocanın bu yazıyı okunca suratının ne haline geldiğini merak eder gibiyim.

MAYMUN

Kadın bebeğiyle otobüse binerken otobüs şoförü kendini tutamayıp şöyle demiş:

– “Aman tanrım ne kadar çirkin bir bebek…”

Kadın sinirle biletini kutuya basmış, en arka tarafa geçmiş, bir adamın yanındaki boş yere oturmuş.

Adam dönmüş kadına;

– “Özür dilerim. Acaba az önce şoförle aranızda ne geçti?”

Kadın:

– “Büyük bir terbiyesizlik etti. Hakaret…”

Adam:

– “Bir kamu görevlisi insanlara hakaret edemez. Suç teşkil eder.”

Kadın:

“Doğru. Gideyim de şunu bir azarlayayım.”

– “Merak etmeyin, ben maymununuza göz kulak olurum…”