DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Şeytan Kılıklılar
Bu yazı aylardan beri arşivimde duruyordu biraz daha bekleyeyim zamanı gelir, diye..
Şimdi zamanı geldi..
Baktım değişen hiçbir şey olmadığı gibi ayak bacak oyunları yine tavan yapmaya başlayınca aldım yazımı önüme biraz düzenleme yaparak sizlerle paylaşmak istedim.
Önce çok açık söylüyorum yıllardan beri bu şehirde fakir fukaranın hakkını yiyerek lüks yaşam süren sözde işadamı olanların ORDU sevdalısı olduğuna inanmıyorum.
Çünkü onlar sadece CUKKA sevdalısı…
sakın bana yapma etme demeyin her şey ortada..
Bu şehirde yıllardan beri insanların kanlarını sülük gibi emerek onları köle gibi görerek zengin işadamı kimliğine kavuşarak şehrin Valisinin Belediye başkanlarının yanlarında hayırsever işadamı pozisyonuna giren dallamaların maskelerinin düşme zamanı geldi geçti bile…
Ben sözümü esirgemem çünkü bu şehirde, Maddi, ya da manevi çıkar söz konusu olunca, şeytana bile pabucunu ters giydirecek kadar insanlıktan ve doğruluktan uzaklaşmaktan beis etmeyen bir güruh olundu vesselam! Hani denir ya; “Çıkarları için kapılarını şeytana bile ardına kadar açanlar” diye… Ya da, “Şeytanın büyük günahları işleyeceği zaman önce onları ilahi bir kimliğe büründürerek işe başlaması” misali! Durumun özeti şudur: İşine geldiğinde şeytanı içine gömenler; işine gelmediğinde ise dışında arayanlar!
Nasıl mı?
Kıssadan hisse…
Bir adam rüyasında şeytanı görüp sakalına yapışmış ve yüzüne bir tokat atarak haykırmış: “Bre mel’un, işin gücün bizi baştan çıkarmak iken bir de tutar sakal bırakırsın haa! Alsana bir tokat daha!” diye söylenince bir anda uyanmış ki, bir de ne görsün, çekiştirdiği kendi sakalı değil mi?.
İşte o kişilerin kısa tarifi bu kıssadan hissenin içinde saklı..
Anlayan anladı zaten…