DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Seçimden Seçime
Çoğu seçmen, seçim zamanı karşısında gördüğü siyasetçiye “Bizi seçimden seçime hatırlıyorsunuz” diye çıkışır…
Aslında bu doğru bir serzeniştir.
Zira, her şey seçilene kadardır siyasette.
Bu sözler Milletvekili, Belediye başkanları ile meclis Üyeleri ve Muhtarlarda dahildir.
Süreç kısaca şöyle işler:
Adam, yıllar öncesinden belirliyor hedefini.
Sonra…
Yavaş yavaş hedeflediği makama gidecek yolları inşa etmeye başlıyor.
Hedefe doğru yaklaştıkça, başlıyor para ve zaman harcamaya.
Ha bu arada, aslında böyle bir hedefi olmadığını, çevresinin baskı ve isteği sonucunda “Hayır” deme şansı bulamadığını anlatıyor uzun uzun.
Devamında da söylemleri geliyor…
Amacının “Hizmet” olduğunu söylüyor her gittiği yerde.
-“Yeter ki şehrim, ülkem kazansın” demeye başlıyor.
Süreç biraz daha ilerlediğinde, kapı kapı dolaşmaya çıkıyor haliyle.
Hemen her çaldığı kapıda “Size hizmet etmeye talibim. Benim başka hiçbir beklentim yok” diye başlıyor sözlerine.
-“Beni her istediğiniz zaman, istediğiniz saatte bulacaksınız” diyor üstüne basa basa.
İnsanların emrinde olacağını öyle bir hissettiriyor ki, “Aferin” diyorsunuz adama.
-“Bak işini gücünü bıraktı, bize hizmet etmek için gece gündüz çalışacak” diye düşünüyorsunuz.
Seçim günü gelip çatıyor.
Seçiliyor da…
Seçilir seçilmez söylediği ilk laf;
-“Verdiğim sözleri tek tek yerine getireceğim. Hizmet etmek için gecemi gündüzüme katacağım” oluyor.
Bunun üzerine insanlar da;
-“Bakın ne kadar isabetli bir karar verip onu seçtik” diye düşünüyorlar.
Ancak…
Aradan bir süre geçiyor, seçim öncesi verilen sözlerden geriye eser bile kalmıyor.
-“Hani sen gece gündüz hizmet edecektin?” diye soruyorsunuz…
-“Gözüne dizine dursun. Daha ne yapayım ki?” diye cevap veriyor.
-“İyi de, hizmet edeceğini kendin söylemiştin, söylediklerini niçin yapmıyorsun?” dediğinde bu kez küstahlaşıp;
-“Sana hesap mı vereceğim. Hizmet ediyoruz ya işte. Daha ne yapayım?” diye çıkışıyor.
-“Tek amacım hizmet” diye yola çıkıp seçilenler, bir müddet sonra ukala bir tavır içine de giriyor.
Sanki yalvar yakar o göreve getirilmişçesine, önüne geleni azarlayıp;
-“Biz burada mesai harcıyoruz yine de beyefendilere yaranamıyoruz” diyebiliyor.
Hatta…
-“Ben olmasaydım” ile başlayan cümleleri sık sık kullanarak bulunmaz hint kumaşı olduğunu adeta insanların gözüne sokuyor.
Kısacası…
Hedefledikleri göreve gelebilmek için kendilerini yırtanlar, o göreve geldiklerinde ne yaptıkları cambazlıkları hatırlıyorlar ne de verdikleri sözleri…
Hizmet için çıktıkları yol, bir anda lütuf’a dönüveriyor.
Foyası ortaya çıktıktan sonra ise, yakınma faslı başlıyor.
-“Tek amacım hizmet. Başka beklentim yok” ile başlayan sözler, aradan geçen zaman içinde “Sen işini gücünü bırak gel, bir de kimseye yaranama” ya dönüşüyor.
Bu seçimde bu döngü aynı anlattığımız şekilde devam edecek…