Dün, aralarında siyasetle uğraşan isimlerin de bulunduğu bir sohbete denk geldim.

Konu: önümüzdeki seçimler ve bu seçimlerde partilerin Ordu’da hangi isimleri milletvekili adayı gösterebileceğine yönelikti.

***

Sohbette olan bir isim her iki tarafın da bu seçimlere olabildiğince asılacağını, bu yüzden oy kaybına neden olabilecek isimler yerine şehirde karşılığı olan isimleri aday yapacağını söyledi.

***

Diğer bir isim ise bu seçimin ittifaklar seçimi olduğunu, AKP, CHP ve İYİ parti listelerinde diğer ittifak partisi adaylarının da yer alabileceğini hatırlatarak “Liste başlarına kafa adamları koyar geçerler, kimsenin de sesi çıkmaz” diye konuya ayrı bir pencere açtı.

***

İşte tam o sıra, yıllardan beri Ordu siyasetinin içinde olmuş siyasetin kanaat önderleri arasında yerini almış olan bugünkü gelişmeleri ve konuşulanları yakından takip eden bir başka isim şunu söyledi:

-“İster misiniz? Ordu’da AKP listenin başına 18 ilçemiz ve Altınordu ilçemizde başta esnaflarımız olmak üzere mahallelerimizde kapısını çalmadık fakir fukara Şehit Gazi Aileleri ile Yetim kimsesizleri sahiplenerek onlara devletin şefkatli yüzünü gösteren sofralarına sıcak aş konulmasına önderlik eden konutunun ve valilik makamının kapılarını sonsuza kadar açarak gönüllere giren Vali Tuncay Sonel 1 numara olursa ben şahsen şaşırmam” diyerek yeni bir tartışma başlattı ve devam etti…

CHP listesinin başına AK Partili eski İçişleri Bakanı Saadet Parti GİK üyesi  İ. Naim Şahin konulursa kimin sesi çıkar demez mi al sana bambaşka bir tartışma konusu daha masaya koydu..

İYİ Partide durum ne diyorsunuz gibi geldi, kulağıma..

Babadan siyasetçi Musavvat Dervişoğlu sadece Altınordu’nun değil Fatsa ve havalisinde oylarını sandığa çeker diyerek bu ismin sürpriz olmayacağı kanaatine vardık..

***

Kimi “Yok artık! O kadar da değil!” dedi…

Kimi “Valla olmaz olmaz demeyin. Zaten bu isimler bir kaç aydan beri sohbetlerde konuşuluyordu” dedi…

Kimi ise “Eğer öyle bir şey olursa Ordu’da partiler kapatıp gitsin arkadaş!” diyerek, bu durumun tepki yaratacağını söyledi.

Fikrimizi sorduklarında, içlerinden bir ya da ikisinin olma ihtimalinin bulunduğunu ama Ordu siyaseti buna izin  vermeyeceği için olmasının mümkün olmayacağını söyleyecektik…

Sonra düşündük; siyasette “olmaz” denilenin olduğuna, “olur” denilenin de olmadığına sık sık şahit olduğumuz için vazgeçip, siyasette bundan sonra hiçbir şeye şaşırmayacağımızı söyledik…