DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Okunması Gereken Tespit…
Sevdiğim bir büyüğüm sosyal medya hesabı üzerinden yazmış.
Başlıkta da söylediğimiz gibi son günlerde okuduğum en güzel tespiti yapmış.
Şöyle diyor;
-Şurada hata yapıyoruz sanırım. Halk liyakat falan istemiyor. Liyakatli bir sistemde kaçak evini imar affına sokamayacak, çocuğu torpille belediye kadrosuna giremeyecek. Hayatını idame ettirmek için eğitim alması sınavı geçmesi, kurala uyması gerekecek. Bizim halk bunu sevmez.
***
-Halkımız, kolay yoldan, minik göz yummalarla neticeye ulaşmak istiyor. Netice dediğimiz de işte minimum eforla kazanılabilecek bir miktar para. Kebap bir kadro, tatlı bir emeklilik falan. Geri kalan her şey tali. İdeoloji de tali, halkımız güce tapar söylemi de.
***
-Halkımız güce değil kendisine göz yumulmasına tapıyor. Hepimizde belli oranda var bu, kopyaya göz yuman öğretmene sempati beslemişizdir. Tüm hayatını cennet vaat eden tarikatlara ve devletin göz yummasına bağlamış, eğitimi-sistemi pek sevmeyen halkımız bu yüzden AKP’yi çok sevdi.
***
-Liyakati umursamıyor falan değil halkımız. Liyakate hepten karşı. Liyakat uygulanırsa kendisini geliştirmeyenlerin asla eşlik edemeyeceği bir hayat var. O nedenle yöneticilerin liyakati delmelerine, kuralsızlıklarına, yanar dönerliklerine, işini bilirliklerine bayılıyor halkımız.
***
-Yeterince dayılanarak bir şeylerin bir nebze çözüldüğünü gördü halk.
Efendi olmak, diplomasi öğrenmek, modern topluma ayak uydurmak yıllar süren bir kültür; ama racon kesmek (bkz: Meclis) iki dakikada çözülüyor. Ve iyi kötü işe de yarıyor.
***
Bu çok fena işte.
Sadece devleti, kurumları, sistemi değil ortak medeniyetin temelindeki kolektif bilinç de bozdu artık
. Çok ama çok ilginç!
“İçlerinden biri” olarak güvendikleri ve sevdikleri insanları seçiyorlar…
***
Seçtikleri insanların süreç içindeki değişimini, kendi yaşamlarında hiçbir değişim olmamasına hatta kendi yaşam kalitesi giderek düşmesine rağmen memnuniyetle karşılıyorlar…
***
Kendisine hükmeden insanların zenginlikleri ve güçlerini adeta kendi zenginliği ve gücü gibi görüyorlar…
***
Ciddi meselelerin hiçbirini ciddi bulmayor ve bu yüzden de, tartışılan ciddi meselelerin hiçbirini umursamıyorlar…
***
Kesinlikle ulaşılamaz, ikna edilemez, fikri değiştirilemezler…
***
Sağda ya da solda diye bir saptama yapmıyoruz…
O partide ya da bu partide olduğunu da söylemiyoruz.
Zira…
Her yerde varlar…
“Doğru’nun” ne olduğuyla asla ilgilenmiyorlar…
İlginçtir…
İktidarları işbaşına getiren de, işbaşından götüren de sözünü ettiğimiz aynı insanlar…